"Allahü teâlânın öyle
kulları vardır ki, bir taşa nazar etseler, o taş altın
olur..."
Nahlâvî hazretleri Şam’daki
evliyânın büyüklerindendir. 1670 (H. 1081) senesinde doğdu. Fıkıh
ilmini Şeyh Ahmed Düsûkî'den okudu. Şam'da Nûriyye ve Hâtuniyye
medreselerine devâm etti. Evliyânın büyüklerinden Şeyh Halîl
hazretlerine intisab ederek yüksek dereceler sâhibi oldu. 1744
(H.1157) senesi vefât etti.
Nahlâvî hazretleri talebeleriyle
birlikte Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerinin kabr-i şerîfini ziyârete
gitmişti. Ziyâretten sonra Ahmed Nahlâvî kabrin yanına oturdu. Bu
sırada talebelerinden birisi, elinde, büyükçe ve yuvarlak bir taş
getirerek Ahmed Nahlâvî'nin önüne koydu ve; "Ey Efendim! Şu taş
altın olmuş olsa, bizler onunla ihtiyaçlarımızı karşılar, rahat
ederdik" dedi. Ahmed Nahlâvî taşa bakarak; "Allahü teâlânın öyle
kulları vardır ki, bir taşa nazar etseler, o taş altın olur"
buyurdu. O taş o anda Allahü teâlânın izni ile altın oluverdi.
Sonra taşı getiren talebeye; "Onu al götür" buyurdu. Talebe almak
istedi ise de...