Allahü teâlânın
zâtında ve sıfatlarında ve işlerinde hiçbir kusur ve karışıklık ve
değişiklik yoktur.
İbn-i Ziyâd hazretleri Şâfiî
mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 238 (m. 852) senesinde Horasan’da
Nişâbûr’da doğdu. Buradan Irak, Şam, Mısır şehirlerine giderek ilim
tahsil etti. Son olarak Bağdâd’a yerleşti. 324 (m. 936) senesinde
vefât etti. Buyurdu ki:
Âlemlerin, şaşılacak bir nizâm
içinde olduklarını görüyoruz. Fen, her sene, âlemdeki mahlûklar
arasındaki nizâmları, yeni yeni keşfetmektedir. Bu nizâmları
yaratanın, (Hay) diri, (Âlim) bilici, (Kâdir) gücü
yetici, (Mürîd) dileyici, (Semî') işitici, (Basîr) görücü, (Mütekellim) söyleyici
ve (Hâlık) yaratıcı olması lâzımdır.
Çünkü, ölmek ve câhil olmak ve gücü yetmemek ve zorla yapmak,
sağırlık ve körlük ve söyleyememek, birer kusurdur, utanılacak
şeylerdir. Bu kâinâtı, bu âlemi, bu nizâm üzere yaratanda ve yok
olmaktan koruyanda, böyle kusurlu sıfatların bulunması olacak şey
değildir.
Bundan başka, bu kemâl
sıfatlarını, mahlûklarda da görüyoruz. Bunları mahlûklarında da
yaratmıştır. Bu sıfatlar, kendisinde bulunmasaydı, mahlûklarında
nasıl yaratabilirdi? Bu sıfatlar kendisinde bulunmasaydı,
mahlûkları Ondan daha üstün olurlardı.
Bu âlemleri yaratanda, bütün
kemâl [üstün] sıfatların bulunması ve noksan sıfatlardan hiçbirinin
bulunmaması lâzımdır. Çünkü, noksan, kusurlu olan, Hudâ, yaratıcı
olamaz.
Aklın gösterdiği bu delîlleri bir
yana bırakırsak, Kur'ân-ı kerimdeki âyet-i kerimeler ve
Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın hadis-i şerifleri de, Allahü
teâlânın kemâl sıfatları olduğunu açıkça bildirmektedir. Bunda
şüphe etmek câiz değildir. Şüphe etmek küfre sebep olur. Yukarıda
yazılı sekiz kemâl sıfatına (Sıfât-ı
sübûtiyye) denir. Yâni, Allahü teâlânın sıfât-ı
sübûtiyyesi sekizdir. Allahü teâlâda, bütün kemâl sıfatlar vardır.
Onun zâtında ve sıfatlarında ve işlerinde hiçbir kusur ve
karışıklık ve değişiklik yoktur.
Kur'an-ı kerimin, Allahü teâlânın
zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde bir olduğunu bildiren âyet-i
kerimeler ile dolu olduğunu bildirmiştik. İhlâs sûresinin birinci
âyetinde meâlen: ([Yâ Muhammed! Allahü teâlâdan suâl
edenlere] de ki, O Allah [zâtında,
sıfatlarında ve
fiillerinde] birdir) buyurulmuştur.
Bekara sûresinin yüzaltmışüçüncü âyetinde
meâlen: (Sizin ilâhınız, bir olan Allahtır. Ondan
başka ilâh yoktur. Dünyada nîmetlerini bütün herkese, âhirette ise,
sâdece müminlere rahmet ve ihsân
edicidir) buyurulmuştur. Bunların pek çok misâlleri
Kur'ân-ı kerimde vardır.