"Kabul edilmek ya da reddedilmekle aklını meşgul etme. Sen
emredileni yap yasaklanandan kaç o kadar!"
Âbid Çelebi Osmanlı Devleti zamanında Anadolu’da yetişen
âlimlerdendir. 874 (m. 1469’da doğdu. Mevlevî yoluna girdi.
Evliyâlıkta yüksek derecelere erişti. 954 (m. 1547)’de vefât etti.
Sohbetlerinde Mesnevi'den anlatırdı. Bir sohbetinde Mesnevi'den
şunları anlattı:
“Söz, dinleyene göre söylenir. Terzi elbiseyi bedene göre
biçer.”
“Zarar etmek istemezsen, işin önüne gözünü kapa da sonuna bak.”
“Varlık elde etmek için yokluk gerek.”
“Mimar ev yapmak için boş arsa arar. Marangoz ahşap işi yapmak için
ham tahta arar. Saka su satmak için susuz ev arar. Yokluğa dikkat
et, onda çok hikmetler var.”
“Beden hastalanınca sana ilaç aratır. İyileşti mi şeytanlık
aratır.”
“Tatlı sözlü cahil dostun sözüne kanma. O yıllanmış zehire
benzer.”
“Hiçbir şey olmayan bir şey, hiçbir şey olmayan bir şeye âşık
olmuş, hiç var olmamış, hiç var olmamışın yolunu kesmiştir. Hepsi
hayal. Ya gerçek?!..”
“Dertten şikâyeti kes. O seni yokluk hazinesine götüren bir
attır.”
“Zikir fikri titretir, harekete geçirir. Zikri fikrine güneş
yap.”
“Kabul edilmek ya da reddedilmekle aklını meşgul etme. Sen
emredileni yap yasaklanandan kaç o kadar!..”
“Gözündeki tozu temizlersen bir damladan Dicle'yi
görebilirsin.”