"Ey kerîm olan Allahım!
Günahlarımız çoktur. Fakat senin lütfundan
ümit kesmiyoruz."
Abdullah Pervîz Efendi, Kanunî
Sultan Süleymân ve İkinci Selîm Han zamanı âlim ve kadılarındandır.
987 (m. 1579)’da Mekke-i mükerremede vefât etti. Bir
sohbetinde buyurdu ki:
Bütün günahlarına vakit
geçirmeden tövbe etmelidir. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve
selem); “Tövbe eden hiç günah işlememiş gibi
olur” buyurdu. Tövbe; haram işledikten sonra pişman olup,
Allahü teâlâdan korkmak, bir daha yapmamaya azmetmek, karar
vermektir. Yani tövbe etmeye sebep, yalnız Allah korkusu
olmalıdır. Dünyâda zarar hâsıl olmasından korkarak pişman olmak
tövbe olmaz. Kazası ve istihlâli (helâlleşmesi) lâzım olmayanlarda
tövbe, kalb ile pişman olup, bir daha işlememek için tövbe etmek ve
dil ile istiğfar etmekle olur. Eğer üzerinde kul hakkı varsa sahibi
veya vârisi ile helâlleşmelidir. Eğer hiçbir şekilde hak sahibini
bulup hakkını ödeyemezse ve hak sahibi mümin ise, ona hayır duâ
etmeli, onun günahlarının affı için Allahü teâlâdan mağfiret
dilemeli, onun için sadaka vermelidir. Sevaplarını hak sahibine
bağışlamalı, âhirete borçlu gitmemeye çalışmalıdır. Eğer Allahü
teâlâ ile ilgili ise; kazası lâzım olan ibâdetleri kaza etmeli,
keffâreti lâzım olanların keffâretini yerine getirmelidir. Meselâ
oruç keffâretinde, kaza için bir gün keffâret için altmış gün oruç
tutmalıdır.
Allahü teâlâ sevdiği kulunu
derde müptela eder. Çektiği eziyet ve sıkıntılar, günahlarının
affolmasına ve derecesinin yükselmesine vesile olur. Başkalarının
da ibret almasına sebep olur.
Resûlullah efendimiz buyurdu
ki: “Kâmil tövbe yedi şeyden yedi şeye dönmektir. Biri,
cehâletten ilme dönmektir. Yani ilm-i hâlini öğrenmektir.
İkincisi, günah işlemekten tâate dönmektir. Üçüncüsü, haramdan
helâle dönmektir. Dördüncünü, yalandan doğruya dönmektir.
Beşincisi, riyadan ihlâsa dönmektir. Altıncısı, kibirlenmekten
alçak gönüllülüğe dönmektir. Yedincisi, bütün gece uyumaktan bir
miktar namaz kılmaya dönmektir.”