"Bütün insanlar,
âhirette kurtuluşu umarlar. Lâkin, Eshâbıma dil uzatanlar
müstesna!"
Şihâbüddîn Kilvetâtî hazretleri
hadîs ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 766 (m. 1364)’de
Mısır’da Kilvetât köyünde doğdu. 835 (m. 1432)’de Kâhire’de vefât
etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Peygamber efendimiz (sallallahü
aleyhi ve sellem) Allahü teâlâdan korkmak ile ilgili olarak buyurdu
ki:
“Ben, sizin Allahü teâlâyı en
iyi tanıyanınız ve O’ndan en çok korkanınızım. Ancak, ârifin
muhabbeti doğrudur ve Allahü teâlâdan korkan kimsenin marifeti
sahihtir. Kalpteki en büyük korku, sevenin, sevilen hakkındaki
korkusudur. Çünkü kim Rabbini tanırsa O’nu sever. Kim O’nu severse,
O’nu ister. Kim O’nu isterse, O’ndan korkar. Kim O’ndan korkarsa,
O’nu murâkabe eder. Kim O’nu murâkabe ederse, O’nun gadabından
korkar.”
Allahü teâlâdan başkasından bir
şey beklememeli, O’ndan başkasından korkmamalıdır. O zaman insan,
devamlı Allahü teâlâ ile beraber olur. O’nu hiç unutmaz. Abdullah
İbni Ömer’in ((radıyallahü anhümâ) bildirdiği hadîs-i şerîfte
buyuruldu ki:
“Bütün insanlar, âhirette
kurtuluşu umarlar. Lâkin, Eshâbıma dil uzatanlar
müstesna! Âhirette ehl-i mevkîf (mahşer yerinde toplananlar)
onlara lanet eder.”
Enes bin Mâlik’in (radıyallahü
anh) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
“Şeyhayne (Hazreti Ebû Bekir ile Hazreti Ömer’e) dil
uzatmayınız.”
Abdullah İbni Mes’ûd
(radıyallahü anh) şöyle rivâyet ediyor: Resûlullah, “Şimdi
size Cennet ehlinden birisi geliyor” buyurdu. O sırada Hazreti
Ebû Bekir çıkageldi. Resûlullah efendimiz daha sonra, “Cennet
ehlinden birisi yanınıza geliyor” buyurdu. Bunun üzerine Ömer
(radıyallahü anh) çıkageldi. Ebû Sa’îd-i Hudrî (radıyallahü anh)
şöyle anlattı:
“Resûlullah Hazreti Ebû Bekir ve
Hazreti Ömer’e (radıyallahü anhüma), (Ey Ebû Bekir ve Ömer! Vallahi
ben sizin ikinizi de seviyorum. Benim sizi sevmem sebebiyle,
vallahi Allahü teâlâ da sizi seviyor. Allahü teâlâ sizi sevdiği
için, vallahi melekler de sizi seviyor. Sizi sevenleri Allahü teâlâ
da sever. Size vâsıl olana, Allahü teâlâ da vâsıl olur. Size
buğzedene, Allahü teâlâ da buğzeder) buyurdu.”
Abdullah bin Hatab (radıyallahü
anh) rivâyet ediyor: “Resûlullahın yanında idik. Ebû Bekir ile
Ömer’e (radıyallahü anhüm) baktılar. (Bu ikisi, benim için kulak ve
göz mesabesindedir) buyurdular.”