"Sebepsiz kızma, faydasız
yere konuşma, yersiz nasîhatte bulunma, sırrını herkese
söyleme!"
Ebû Ca’fer Tusî hazretleri
evliyanın büyüklerindendir. 254 (m. 864) senesinde vefât etti.
Ma’rûf-i Kerhî ve diğer büyük zâtların da sohbetinde bulundu.
Rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîf şöyledir:
Resûlullah efendimiz (sallallahü
aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
“Lâ ilahe illallah diyen
müminlerden bir kısmı, günahları sebebiyle Cehenneme girerler. Bunu
gören müşrikler onlara, 'Lâ ilahe illallah demeniz size fayda
vermedi. Siz de bizimle beraber Cehennemde
yanıyorsunuz' derler. (Onların bu sözünden) Allahü
teâlâ merhamet buyurur ve 'Lâ ilahe illallah deyip de Cehennemde
yanan müminleri Cehennemden çıkarır. Onları hayat nehrine atar.
Yanıkları iyileşir. Sonra Cennete girerler..."
Resûlullah efendimizin mübârek
hanımlarından Hazreti Ümmü Seleme vâlidemiz şöyle bildirdi.
Resûlullah buyurdu ki:
“Yeryüzünde kötülükler ortaya
çıktığı zaman, Allahü teâlâ, yeryüzündekilere azâbını
gönderir.” Bunun üzerine ben “Yâ Resûlallah! Onların
arasında sâlih kimseler olsa da, Allahü teâlâ yine azâbını gönderir
mi?” dedim. Resûlullah, “Evet, İnsanlara isâbet eden azap
onlara da, onlara da isâbet eder...” buyurdu.
Ebû Ca’fer Tusî hazretlerinin
kıymetli sözlerinden bazıları:
“Kalbde yakîn, dinde verâ, dünyâ
için zühdü, hayâ ve ilmin olması, insanın saadetine ve
akıbetinin iyi olacağına alâmettir.”
“Şu altı şey kendisinde bulunan
kimsenin câhil olduğu anlaşılır: Birincisi, sebepsiz yere kızmak;
ikincisi, faydasız yere konuşmak; üçüncüsü, yersiz
nasîhatte bulunmak; dördüncüsü, sırrını herkese söylemek;
beşincisi, herkese güvenmek; altıncısı, dostunu, düşmanından
ayıramamak.”
“Müminin dört alâmeti vardır.
Sözü Allahü teâlâyı hatırlatır. Susması tefekkür, bakışı ibret,
ilmi hayırdır.”
Bir gün eline bol miktarda mal,
servet geçmişti. Dediler ki; “Bunu, oğlun için mi alıkoyuyorsun?”
Onlara buyurdu ki:
“Hayır, servetimi kendim için
alıkoyacağım. Yani Allah rızası için dağıtacağım. Oğlumu da Allahü
teâlâya emanet edeceğim.”
Adamın biri gelip, “Sakın
evlâdını refaha, bolluğa kavuşturarak, onun felâketine, kötülüğe
düşmesine sebep olma!” deyince, elindeki yüz bin dirhem gümüşü
fakirlere sadaka olarak dağıttı.
Bir gün sordular: “Hangi
huylar mümini alçaltır?” Buyurdu ki: “Çok konuşmak, kendisinde sır
olarak bulunanları açıklamak ve herkesin sözünü kabul etmek insanı
küçük düşürür.”
Ebû Ca’fer Tusî hazretleri
evliyanın büyüklerindendir. 254 (m. 864) senesinde vefât etti.
Ma’rûf-i Kerhî ve diğer büyük zâtların da sohbetinde bulundu.
Rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîf şöyledir:
Resûlullah efendimiz (sallallahü
aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
“Lâ ilahe illallah diyen
müminlerden bir kısmı, günahları sebebiyle Cehenneme girerler. Bunu
gören müşrikler onlara, 'Lâ ilahe illallah demeniz size fayda
vermedi. Siz de bizimle beraber Cehennemde
yanıyorsunuz' derler. (Onların bu sözünden) Allahü
teâlâ merhamet buyurur ve 'Lâ ilahe illallah deyip de Cehennemde
yanan müminleri Cehennemden çıkarır. Onları hayat nehrine atar.
Yanıkları iyileşir. Sonra Cennete girerler..."