Dünyada eğer, dert ve
musîbetler olmasaydı, dünyanın hiç kıymeti
olmazdı!..
Ârif-i Dikgerânî hazretleri
Seyyid Emir Külâl (Gilâl) hazretlerinin dört halîfesinden
ikincisidir. Küçük yaşta ilim tahsîline başlayan Ârif-i Dikgerânî
zamânının en büyük velîsi Seyyid Emir Külâl hazretlerinin huzûruna
gidip sohbetleriyle şereflendi. Hocası zâhirî ve bâtınî ilimlerde
yükselen Ârif-i Dikgerânî'ye icâzet ve hilâfet verdi. Bir
sohbetinde şunları anlattı:
Dünya lezzetleri ve elemleri iki
türlüdür: Birisi cismin, ikincisi ruhun lezzetleri ve acılarıdır.
Cisme lezzet veren her şey, ruha elem verir. Cismi inciten her şey,
ruha tatlı gelir. Görülüyor ki, ruh ile ceset, birbirinin nakîzi,
aksidir. Fakat, bu dünyada ruh, cisim derecesine düşmüş ve cisimle
birleşmiş, kendini cisme kaptırmıştır. Ruh, cisim hâlini almış, ona
lezzet veren şeylerden lezzet duymaya ve cisme acı gelen şeylerden
elem duymaya başlamıştır. İşte avâm, yâni câhil halk böyledir.
Vettîn sûresinin, (Onu [ruhu], sonra en
aşağı dereceye indirdik)...