“Susması fazla olan kimse,
birçok hatâ ve günahtan kendisini korumuş olur...''
Mudurnulu Dâvûd Efendi Osmanlılar
zamanında Mudurnu’da yetişen evliyâdandır. Seyyid Yahyâ-i
Şirvânî’nin yüksek talebelerinden Şeyh Habîb’in sohbetlerine devam
edip, tasavvufun yüksek ma’rifetlerine kavuştu. Meczûb bir zât idi.
913 (m. 1507) senesinde Mudurnu’da vefât etti.
“Şakâyık-ı Nu’mâniyye” kitabının
sahibi şöyle anlatır:
-Doğduğum andan bülûğ yaşına
girinceye kadar dilim çözülüp konuşamamıştım. Bir gün babam beni
alıp, Şeyh Davud’a götürdü ve benim bu hastalıktan bir an önce
kurtulmam için duâ etmesini rica etti. Tâhâ sûresi 25-28. âyet-i
kerîmelerinde meâlen: (Ey Rabbim! Benim, göğsüme genişlik ver.
İşimi kolaylaştır. Dilimden düğümü [şu peltekliği] çöz. Böylece
sözümü iyi anlasınlar!) buyurulduğu gibi duâ etti. Kendi mübârek
ağızlarından, benim ağzıma bir şeyler okudu. Dilim hemen çözüldü.
Evimize döndüğümde annemi görünce;
-Anacığım, artık...