Hâlleri ve kerâmetleri çok idi.
Şöyle anlatılır:
“Bir kişi, başka bir beldeden,
Ebû Abdullah’ı ziyâret için yola çıktı. Yolda eşkıyalar önünü
kesip, elbiselerini ve yanında bulunan paraları aldılar. O kişi,
Ebû Abdullah el-Fakîh’in yanına gelince, durumu ona anlattı
ve;
-Hakkımı bana döndürünceye kadar
senin yemeğini yemem, dedi.
Ebû Abdullah onu, dedesi Şeyh
Yûsuf’un kabrine götürdü, ihtiyâç ânında onun kabrine gitmek onun
âdeti idi. Kendi yüksek derecesini böylece setrediyordu. Kabrin
yanında bir saat kadar oturdular. Sonra Ebû Abdullah,
misâfirine;