"Haceti olan, sâlih
kimseleri vesile ederek Allahü teâlâdan ihtiyâcının giderilmesini
istesin."
Muhammed ibn-i İmâm-ı Kâmiliyye
hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 808 (m. 1405)’de Kâhire’de
doğdu. 864 (m. 1460)’de hacca giderken yolda vefât etti. Bir
dersinde buyurdu ki:
Haceti olan, sâlih kimselerin
kabirlerine gitsin ve onları vesile ederek Allahü teâlâdan
ihtiyâcının giderilmesini istesin. Bu maksat için sefere çıkmak
caizdir. “Yalnız üç mescide ziyâret için gidilir” hadîs-i
şerîfi buna mâni değildir. Çünkü bu hadîs-i şerîf, mescidler
hakkındadır. Büyük âlim Abdülhak, “Tehzîb-üt-tâlib” kitabında, Ebû
İmrân Fâsî’den şöyle nakleder: “Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve
sellem) kabr-i şerîfini ziyâret vâcibdir.” Abdülhâk, buradaki
vacibi, müekked sünnet olarak açıklamıştır. Âlimlerin sözünün
hülâsası; Resûlullah efendimizin kabr-i şerîfini ziyâretin,
kıymetli bir kurbet olduğudur. Sırf Resûlullahın kabr-i şerîfini
ziyâret kastedilerek sefere çıkılır. Bu en büyük ibâdetlerdendir.
Bu niyetle sefere çıkan kimseye çok afiyetler olsun. Yâ Rabbî!
Resûlullahı ziyâret nimetinden bizi mahrum etme. Âmin... Hocam Ebû
Muhammed’den şöyle duydum: “Resûlullahın Mekke-i mükerremeden,
Medîne-i münevvereye hicret edip, orada âhirete teşrîf
buyurmalarının hikmetine bakınız. Allahü teâlânın hikmeti, O’nun
eşya ile şereflenmesi değil, eşyanın O’nunla şereflenmesi
seklindedir. Şayet Resûlullah efendimiz Mekke-i mükerremede kalıp,
burada Rabbine kavuşmuş olsa idi, belki Resûlullahın Mekke-i
mükerreme ile şereflendiği, Mekke-i mükerremenin Resûlullah
efendimizden üstün olduğu hatıra gelebilirdi. Allahü teâlâ,
Resûlullah efendimizin, mahlûkların hepsinden daha üstün olduğunu
kullarına beyân etmeyi murâd edince, Resûlullah efendimizin
Medîne-i münevvereye hicreti meydana geldi. Böylece Medîne-i
münevvere, Resûlullah efendimizle şereflenmiş oldu. Âlimlerin icmâı
ile sabittir ki, Mescid-i haramdan sonra en üstün yer, Resûlullah
efendimizin mübârek bedenini içinde bulunduran yerdir. Şu iyi
bilinmelidir ki; Resûlullah efendimizin üzerinde gezip dolaştığı ve
Resûlullah efendimiz ile ilgisi olan her şey, Resûlullah
efendimizle olan durumunun miktarına göre şeref kazanacaktır.
Resûl-i Ekrem Medîne-i münevverenin şifâ olduğunu buyurmuşlardır.
Bu, Resûlullah efendimizin Medîne-i münevverede hasta ziyâreti ve
muhtaçlara yardım için dolaşmalarından dolayıdır."