Cömertlik tacını giymek
istiyorsan, Allahü teâlânın aç ve muhtaç kullarını
kollamalısın.
Ahmed Ticânî hazretleri meşhur
âlim ve velilerindendir. 150 (m. 1737) senesinde Cezayir’de Ayn-ı
Mâdî denilen yerde doğdu. Orada tahsilini tamamladıktan sonra
Kâhire’ye gitti. Evliyânın büyüklerinden Ahmed bin İdrîs’le
görüştü. Ondan ilim öğrenip feyz aldı. Hilâfeti ile şereflendi.1230
(m. 1815) senesinde Fas’ta vefât etti. Oğluna şöyle nasihat
etti:
Ey Oğul! Ana-baba hakkını
anlatıp, onların sevgisini, şevkini kalblere sal. Vaktiyle onların
bize gösterdikleri şefkat nedir, onları bir düşün. Bizi beslediler.
Her ne söyledilerse ancak bizim faydamız için söylediler. Hiçbir
ana-baba evlâdının kötülüğünü istemez. Kötü bir şey de düşünmez.
Onların rızâsını kazanan kimse, Allahü teâlânın rızâsını kazanmış
olur.
Ey Oğul! Sen de annene saygı
göster. Bu yolla Cennet-i a’lâya kavuşursun. Ana-babanı adları ile
çağırmayasın. Yiyecek ve içeceklerini ver. Senden bir işi yapmanı
istedikleri vakit koşarak yap. İslâm dînine uygun isteklerini sakın
geri çevirme. Onları kıracak söz söyleme. Ana-babaya el kaldırma.
Anasına ve babasına el kaldıran yedi kere Kâbe’yi yıkmış olur. Bu
fâni dünyâda ne yapsa işi ters gider. Başından yoksulluk ve
belâ eksik olmaz. Anan-baban kâfir bile olsa onu kiliseden al gel.
Takati yoksa sırtında taşı. Gece-gündüz onlara hizmet et. Asla
onları incitme. Sana yaptıkları büyük hizmeti unutma. Senin
yüzünden çekmiş oldukları eziyeti hiç hatırından çıkarma. Anan seni
tam üç sene kucakta besledi. Pisliğini ve kirini temizledi. Gece
tatlı uykulardan mahrum kalmıştı. Sen de şimdi onların kıymetini
bil, incinmemeleri için gayret et.
Ey Oğul! Sakın kapına gelen
fakirleri boş çevirme. Varsa bir şeyin, gizleyip yok deme. Verdiğin
sadakayı da öğünme vâsıtası yapma. Sağ elinin verdiği sadakayı sol
elin bilmesin. Cömertlik tacını giymek istiyorsan, Allahü teâlânın
aç ve muhtaç kullarını kollamalısın. İnd-i ilâhîde makbûl olmak
istersen, herkes için hayır dile, insanları şefkatle sev. Kimsenin
işliyeceği hayra mâni olma. Ne kadar iyilik etsen,
yaptıklarını sayma. En küçük hayır da, şer de, amel defterine
yazılır. İçtenlikle ve riyadan uzak işlediğin bir amelin olsa,
Allahü teâlâ onu amel defterine dağlar kadar büyük olarak geçirtir,
iyilik ettiğin kimseye yaptığını başa kakıcı olma. İyilik ettiğin
kimseden sana mihnet beslemesini istersen, yaptığın iyiliğin bir
kıymeti kalmaz. Bana iyi desinler diye yapılan iyilikler riya
eseridir.
Cömertlik tacını giymek
istiyorsan, Allahü teâlânın aç ve muhtaç kullarını
kollamalısın.
Ahmed Ticânî hazretleri meşhur
âlim ve velilerindendir. 150 (m. 1737) senesinde Cezayir’de Ayn-ı
Mâdî denilen yerde doğdu. Orada tahsilini tamamladıktan sonra
Kâhire’ye gitti. Evliyânın büyüklerinden Ahmed bin İdrîs’le
görüştü. Ondan ilim öğrenip feyz aldı. Hilâfeti ile şereflendi.1230
(m. 1815) senesinde Fas’ta vefât etti. Oğluna şöyle nasihat
etti:
Ey Oğul! Ana-baba hakkını
anlatıp, onların sevgisini, şevkini kalblere sal. Vaktiyle onların
bize gösterdikleri şefkat nedir, onları bir düşün. Bizi beslediler.
Her ne söyledilerse ancak bizim faydamız için söylediler. Hiçbir
ana-baba evlâdının kötülüğünü istemez. Kötü bir şey de düşünmez.
Onların rızâsını kazanan kimse, Allahü teâlânın rızâsını kazanmış
olur.
Ey Oğul! Sen de annene saygı
göster. Bu yolla Cennet-i a’lâya kavuşursun. Ana-babanı adları ile
çağırmayasın. Yiyecek ve içeceklerini ver. Senden bir işi yapmanı
istedikleri vakit koşarak yap. İslâm dînine uygun isteklerini sakın
geri çevirme. Onları kıracak söz söyleme. Ana-babaya el kaldırma.
Anasına ve babasına el kaldıran yedi kere Kâbe’yi yıkmış olur. Bu
fâni dünyâda ne yapsa işi ters gider. Başından yoksulluk ve
belâ eksik olmaz. Anan-baban kâfir bile olsa onu kiliseden al gel.
Takati yoksa sırtında taşı. Gece-gündüz onlara hizmet et. Asla
onları incitme. Sana yaptıkları büyük hizmeti unutma. Senin
yüzünden çekmiş oldukları eziyeti hiç hatırından çıkarma. Anan seni
tam üç sene kucakta besledi. Pisliğini ve kirini temizledi. Gece
tatlı uykulardan mahrum kalmıştı. Sen de şimdi onların kıymetini
bil, incinmemeleri için gayret et.