"Ruh hakkında soranlara
de ki: Ruh, Rabbimin işlerindendir, ruh hakkında size az bilgi
verildi."
Ebû Muhammed ibn-i Ebî Cemre
hazretleri Mâlikî mezhebi fıkıh âlimidir. Kâhire’de 675 (m.
1276)’da vefât etti. “En-Nihâye fî bed’il-hayr ve gâyetühü” adlı
eserinden alınan bazı bölümler:
İnsan, ruh demektir. İşiten,
tasarruf ve kuvvet sahibi olan, ruhtur. Beden, çalışmakla yorulsa
da, ruh yorulmaz. Bedende ruhun bulunması, sütte yağın bulunması
gibi değildir. Mesela, kolu kesilen kimsenin ruhundan eksilme
olmaz. Başkasının yüreğiyle yaşayan bir insanın ruhunda değişiklik
olmadığı için, ahlakı bozuk olan kimsenin yüreğinin, bu adama hiç
tesiri olmaz. Kalple yürek aynı şey değildir. Yürek denilen et
parçası, hayvanda da bulunur. İnsana mahsus olan kalbe, gönül
denir. Gönül görünmez, fakat tesirleriyle anlaşılır. Yürekte
eserleri görüldüğü için, kalbin yeri yürektir denir. İnsan, ruhu
sayesinde ayakta durur. Aklı, düşüncesi, ruhu sayesinde vardır.
İnsanın, vücudu bir marangozun aletleri gibidir. İnsan ölünce,
aletleri olmadığından, ruh bu aletlerle bir iş yapamaz. Ancak yine
de, ruh ölü olmadığı için gider, gelir, insanları tanır. Hatta
vefat etmiş olan evliyanın ruhları insanlara yardım eder. Bu yardım
etmesi, dünyadaki bedenindeki aletlerle değildir. Allahü teâlâ
ruhlara, aletsiz de iş yapma özelliğini vermiştir. Vefat eden Hızır
aleyhisselamın ruhu çok kimseye çeşitli yardımlar
yapmaktadır.
Ruhun mahiyetini bilmeyen veya
Allah’ın kudretinden şüphe eden kimse, insanın yanınca yok
olduğunu, kabir suali ve kabir azabının olmadığını zanneder.
Hâlbuki kabir suali ve azabı haktır. İnsan ölürken ruhunun
ölmediğini âyet-i kerime ve hadis-i şerifler açıkça bildiriyor.
Ruhun şuur sahibi olduğu, ziyaret edenleri ve onların yaptıklarını
anladıkları da bildiriliyor. Velilerin ruhları, diriyken olduğu
gibi, öldükten sonra da, yüksek mertebededirler.
Ruhun mahiyetini bilmek
imkânsızdır. İsra sûresi 85. âyet-i kerimede mealen (Ruh
hakkında soranlara de ki: Ruh, Rabbimin işlerindendir, ruh hakkında
size az bilgi verildi) buyuruluyor. Ruhlar yaratıldığı zaman,
birbirleriyle tanışanlar, dünyada da birbirlerini severler. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Müminlerin ruhlarından ikisi,
aralarında bir günlük mesafe olduğu hâlde birleşirler. Oysa biri
diğerini hiç görmüş değildir.)
(Ruhlar yaratıldığı zaman
tanışanlar, birbirlerine yakınlık gösterirler, tanışmayanlar
birbirlerinden nefret edip kaçarlar.)