Resûlullah (sallallahü
aleyhi ve sellem) efendimiz, hem ilk şefaat eden, hem de şefaati
ilk kabul olandır.
Abdurrahmân bin Kâsım Utakî
hazretleri Mâlikî mezhebinin en meşhûr âlimlerindendir. 132 (m.
750) senesinde Mısır’da doğdu. 191 (m. 806)’da Kahire’de vefât
etti. Derslerinde buyurdu ki:
Resûlullah efendimiz (sallallahü
aleyhi ve sellem), kıyâmet gününde ilk önce kabirden çıkacaktır,
insanlar ümitsiz hâle düştükleri zaman, onlara müjde verecektir,
onların şefaatçisi olacaktır. Onlar sustukları zaman, O
konuşacaktır. En önce Resûlullah efendimiz Cennete girecektir. O,
Kevser havuzunun sahibidir. Kevser havuzunun kokusu, miskten daha
hoştur. Onun suyu, baldan daha tatlı ve sütten daha
beyazdır.
Resûlullah hem ilk şefaat eden,
hem de şefaati ilk kabul olandır. Yerdeki ağaçlardan daha çok
kimseye şefaat eder. Binlerce mucizesi görülmüştür. Bunlardan
bazıları:
Mekkeliler, Resûlullahtan
kendilerine bir mucize göstermesini istemişlerdi. Bunun üzerine
Resûlullah efendimiz onlara, Ay'ın ikiye bölünmesi mucizesini
gösterdi. Mekke müşrikleri bu mucizeyi görünce üzüldüler. Eshâb-ı
kirâm ise sevindi. Ebû Cehil ahmaklığından dolayı, Ay'ın bu şekilde
bölünmesinin sihir olduğunu söyledi ve inanmadı. Gerçekten Ay'ın
ikiye bölünüp bölünmediğini anlamak için, uzaklara insanlar
gönderdiler. Uzakta bulunanlar da o saatte Ay'ın bölündüğünü
söyleyince, bu mucizenin sihir olmadığı ortaya çıktı.
Bir gazâ sırasında Eshâb-ı kirâm
susuz kalınca, Peygamber efendimizden su istediler. Peygamber
efendimiz mübârek sağ elini, bulunan çok az suya soktu.
Parmaklarının arasından, pınarlar gibi su akarak suyun bulunduğu
kap devamlı taştı. Herkes bu sudan abdest aldı. Onlar bin beş yüz
kişi idiler. Yüz bin kişi olsa, Resûlullahın bereketi ile o su
onlara yine kâfi gelirdi.
Resûlullaha yeni doğmuş bir bebek
getirilmişti. Resûlullahın huzûrlarında konuşup, Peygamberliğine
şehâdet getirdi.
Katâde’nin (radıyallahü anh)
gözü, Uhud muharebesinde elmacık kemiği üzerine akmıştı. Resûlullah
efendimiz onu, tekrar yerine koydu. Ondan sonra o gözü,
Resûlullahın bereketiyle en iyi ve sağlam gözü oldu.
Bedir muharebesinde, İslâm
düşmanı Ebû Cehil, Mufiz bin Afra’nın elini kesmişti. Resûlullah
efendimiz onun kesik elini yapıştırdı. Allahü teâlânın izni ile
kolu eskisinden daha sağlam oldu.