Kıyâmet günü insanlar Arasat’ta toplanır. Mahşer halkı hep
birden, Âdem aleyhisselâma gelirler...
Yakûb bin Şeybe hazretleri büyük hadîs ve fıkıh âlimlerindendir.
182 (m. 798)’de Basra’da doğdur. Bağdâd’da ilim tahsil etti, talebe
yetiştirdi ve orada 262 (m. 875)’de vefât etti. Yüz binden ziyâde
hadîs-i şerîfi sened ve râvileriyle ezbere okurdu. Rivayet ettiği
hadis-i şeriflerden bazıları:
Enes bin Mâlik’in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği bir hadîs-i
şerîfte buyuruldu ki:
“Kıyâmet günü insanlar Arasat’ta toplanır. Mahşer halkı hep birden,
Âdem aleyhisselâma gelirler. 'Rabbinden bizim için şefaat dile!'
derler. Âdem (aleyhisselam); 'Ben şefaate izinli değilim, İbrâhim
aleyhisselâma gidiniz. O, Allahü teâlânın Halilidir' der. İnsanlar
ona gelirler. O da; 'Ben şefaate izinli değilim. Mûsâ aleyhisselâma
gidiniz. O, Kelîmullahtır' der. Ona gelirler, o da; 'Ben de şefaat
edemem, Îsâ aleyhisselâma gidiniz. O, Rûhullahtır' der. Ona
giderler, o da; 'Ben şefaate izinli değilim. Muhammed aleyhisselâma
gidiniz. O, Habîbullahtır' der. Mahşer halkı bana gelirler. Ben;
'Şefaat ederim' derim. Şefaat etmek için Rabbimden izin isterim,
izin verilir. Hak teâlânın bana bildireceği hamdler ile hamd
ederim. Sonra secde ederim. Hak teâlâ bana; 'Yâ Muhammed! Şefaat
et, kabul olunur' buyurur. Ben; 'Yâ Rabbî! Ümmetime rahmet et,
onlara merhamet et' manâsına gelen; 'Ümmeti, Ümmeti' derim. Sonra
bana; 'Yâ Muhammed! Var, kalbinde arpa tanesi kadar îmânı olanı
ateşten çıkar' buyurulur. Ben de gider, kimin kalbinde arpa tanesi
kadar îmânı varsa, ateşten çıkarır geriye dönerim. Yine o hamdler
ile hamd ederim ve secde ederim.