"Türk devletlerini ve
milletlerini, ayakta tutan, yaşatan, büyük ve başlıca kuvvet,
imândır."
Ârif Hikmet Bey yüzbeşinci
Osmanlı Şeyhülislâmıdır. 1201 (m. 1786) senesinde İstanbul’da
doğdu. Yüksek tahsilini tamamlayıp çeşitli devlet kademelerinde
çalıştıktan sonra, “Meclis-i Vâlây-i Ahkâm-ı Adliye” (Yargıtay)
üyeliğine seçildi. Sonra Dâr-ı Şûrây-ı Askerî (Askerî Şûra)
üyeliğine getirildi. 1262 (m. 1845) senesinde Şeyhülislâmlık
makamına getirildi. 1275 (m. 1858) senesinde İstanbul’da
Üsküdar’da vefât etti. Buyurdu ki:
Türk devletlerini ve
milletlerini, ayakta tutan, yaşatan, büyük ve başlıca kuvvet,
imândır ve İslâm dîninde, çok kuvvetli bulunan adâlet, iyilik ve
doğruluk ve fedakârlık kudretidir.
Osmânlı devletinde uzun seneler
Rusya büyükelçiliği yapan İgnatiyef, hâtıralarında, Sultân ikinci
Mahmûd Hân zamânında, 1237 [m. 1821] Rum
isyânının plânlanladığı için, Fener Patrikhânesinin
kapısında asılan Patrik Gregoryos’un Rus Çarı Aleksandr’a
yazdığı mektubu açıklamaktadır. Mektup ibret vericidir:
“Türkleri maddeten ezmek ve
yıkmak gayr-i mümkündür. Çünkü Türkler, Müslümân oldukları
için çok sabırlı ve mukâvemetli insanlardır. Gâyet mağrûrdurlar ve
izzet-i imân sâhibidirler. Bu hasletleri, dinlerine
bağlılıklarından, kadere rızâ göstermelerinden, ananelerinin
kuvvetinden, pâdişâhlarına, büyüklerine olan itâat duygularından
gelmektedir.