"Hazret-i Âdem’den itibâren, kendisine kadar bütün
dedeleri ölüp gitmiş olan kimse de bir gün
ölecektir.”
Ahmed Kâdir-billâh hazretleri
Yirmibeşinci Abbasî Halifesi olup, kelâm, hadîs ve Şafiî mezhebi
fıkıh âlimi idi. 336 (m. 947)’de doğdu. 381 (m. 991)’de hilâfete
geçti. Kırkbir sene üç ay hilâfet makâmında kalıp, 422 (m. 1031)
yılında vefât etti. Birçok talebe yetiştirip, kıymetli
kitaplar yazdı. Bu eserlerinden “El-Usûl” kitabını her cuma günü
Mehdî Câmii’nde toplanan hadîs ehline okuturdu. Bu kitabında, Emevî
halîfesi ve "İkinci Ömer" diye meşhur olan Ömer bin Abdülazîz’in
faziletleri ve Mutezile firkasının sapıklıklarından da bahsetmekte
idi. Bu kitaptan bazı bölümler:
Ömer bin Abdülazîz hazretleri
Evzâî’ye yazdığı bir mektubunda; “Biliniz ki, ölümü çok hatırlayan
kimse, az bir dünyalık ile iktifâ eder, konuştuğu kelimelerin
hesâbını vereceğini düşünen çok az konuşur, ancak lüzumlu sözleri
söyler” buyurdu. Yine buyurdu ki: “Kendimi överim korkusu ile
birçok sözleri söylemekten kaçınırım.”
Ömer bin Abdülazîz hazretlerinin yanına birisi gelerek; “Falanca kimse, sizin için şöyle, şöyle söylüyor” dedi. Ömer bin Abdülazîz; “İstersen bu işi araştıralım. Eğer yalancı isen, Hucurât sûresinin altıncı âyet-i kerîmesinin hükmüne göre; söylediğin yanlış ise, Kalem sûresi on birinci âyet-i kerîmesinin hükmüne göre mesûl olursun. Her iki hâlde de mesul olursun. İstersen üçüncü hâli tercih edip, seni affedelim ve bu meseleyi kapatalım” dedi. Bunun üzerine o kimse tövbe edip, bir daha böyle bir şey yapmam dedi.
Ömer bin Abdülazîz hazretlerinin yanına birisi gelerek; “Falanca kimse, sizin için şöyle, şöyle söylüyor” dedi. Ömer bin Abdülazîz; “İstersen bu işi araştıralım. Eğer yalancı isen, Hucurât sûresinin altıncı âyet-i kerîmesinin hükmüne göre; söylediğin yanlış ise, Kalem sûresi on birinci âyet-i kerîmesinin hükmüne göre mesûl olursun. Her iki hâlde de mesul olursun. İstersen üçüncü hâli tercih edip, seni affedelim ve bu meseleyi kapatalım” dedi. Bunun üzerine o kimse tövbe edip, bir daha böyle bir şey yapmam dedi.
Ömer bin Abdülazîz hazretleri bir
gece namaz kıldı. Namazda; “Boyunlarında demirden
halkalar ve zincirler bulunduğu zaman, bu vaziyette sıcak suyun
içinde sürüklenecekler, sonra ateşte
yakılacaklar" meâlindeki (Mü’min sûresi: 71-72)
âyet-i kerîmelerini okudu. Namazdan sonra bu âyet-i kerîmeyi tekrar
tekrar okudu ve çok ağladı.
Ömer bin Abdülazîz, Şam’da, bir
mimber üzerinde hutbe okudu. Allahü teâlâya hamd ve senâdan sonra
üç şey söyledi. “Ey insanlar! İçinizi, kalblerinizi düzeltirseniz,
zâhiriniz, dışınız da iyi olur. Âzâlarınız, gözünüz, kulağınız,
elleriniz, ayaklarınız, hayır işler, Allahü teâlânın beğendiği
şeylerle meşgul olur. Âhiretiniz için sâlih ameller işleyiniz.
Böylece dünyanızı da korumuş olursunuz. Hazret-i Âdem’den itibâren,
kendisine kadar bütün dedeleri ölüp gitmiş olan kimse de bir gün
ölecektir.”