"Kabir ya Cennet
bahçelerinden bir bahçe veya Cehennem çukurlarından bir
çukurdur."
Ebû Abdullah Zâgûlî hazretleri
Şafiî mezhebi fıkıh ve hadîs âlimlerindendir. 472 (m. 1079)’da
Türkistan’da Merv’de doğdu. 559 (m. 1164) senesinde vefât etti.
Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
İbn-i Abbâs’ın (radıyallahü anh)
rivâyet ettiği hadis-i şerîfte, Resûl-i ekrem (sallallahü aleyhi ve
sellem) efendimiz; “Bevlden (idrar) çok sakınınız. Muhakkak
kabir azâbının çoğu bundandır” buyurdu.
Enes bin Mâlik’in (radıyallahü
anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Peygamber
efendimiz; “Kabir azâbı şu üç şeydendir: Gıybet, koğuculuk ve
bevl” buyurdu.
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh)
rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Peygamber efendimiz “Kabir ya
Cennet bahçelerinden bir bahçe veya Cehennem çukurlarından bir
çukurdur” buyurdu.
Abdullah bin Ömer (radıyallahü
anhümâ), babasının şöyle anlattığını bildirdi: “Müşrik
kabirlerinden birisine uğramıştım. Bu sırada kabirden, ateşler
içerisinde ve boynunda ateşten zincir bulunan bir kişinin çıktığını
gördüm. Yanımda bir su kabı vardı. O kişi beni görünce; 'Ne olur
bana su ver, üzerime su dök' diyordu. Bu sırada kabirden bir
kişi daha çıktı ve; 'Ona su verme, Çünkü o kâfirdir' dedi.
Boynundaki zinciri alıp, onu çekerek kabre götürdü.
Sür’atle ben Resûlullahın yanına
geldim. Durumu kendilerine arz ettim. Resûl-i ekrem; (O gördüğün
Ebû Cehil’dir. Kıyâmete kadar böyle
azap çeker) buyurdu.
Amr bir Dînâr şöyle anlatır: “Bir
kişinin kız kardeşi vefât etmişti. Yıkanıp, namazı kılındıktan
sonra, kabre götürülüp defnedildi. Vefât eden kadının erkek kardeşi
eve gelince, para kesesini kabirde unuttuğunu hatırladı.
Arkadaşlarından birisini alarak, kabrin yanına gitti. Biraz
aradıktan sonra keseyi buldu. Bu sırada arkadaşına;
-Sen biraz bana müsâade et, ötede
beni biraz bekle. Ben, kız kardeşimin ne hâlde olduğuna, kabrinde
herhangi bir şeyin olup olmadığına bir
bakayım, dedi.
Kabrinin üzerindeki toprağın bir
kısmını aldı. Bir de ne görsün, kabir tutuşmuş yanmakta! Hemen
üzerini tekrar kapatıp, düzeltti ve annesinin yanına, gitti. Kız
kardeşinin, dünyâda iken herhangi kötü bir hâlinin olup olmadığını
sordu. Annesi ona şöyle dedi:
-O, namazlarını hep sonraya
bırakır, geciktirirdi. Yani namaza ehemmiyet
vermezdi!..”
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh)
rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Server-i alem buyurdu
ki: “Muhakkak ki mümin, kabrinde yeşil bir bahçededir. Kabri
ona, enine ve boyuna olmak üzere yetmiş arşın genişletilir. Ayın
ondördü gibi kabri ona aydınlatılır.”
Ebû Abdullah Zâgûlî hazretleri
Şafiî mezhebi fıkıh ve hadîs âlimlerindendir. 472 (m. 1079)’da
Türkistan’da Merv’de doğdu. 559 (m. 1164) senesinde vefât etti.
Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
İbn-i Abbâs’ın (radıyallahü anh)
rivâyet ettiği hadis-i şerîfte, Resûl-i ekrem (sallallahü aleyhi ve
sellem) efendimiz; “Bevlden (idrar) çok sakınınız. Muhakkak
kabir azâbının çoğu bundandır” buyurdu.
Enes bin Mâlik’in (radıyallahü
anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Peygamber
efendimiz; “Kabir azâbı şu üç şeydendir: Gıybet, koğuculuk ve
bevl” buyurdu.