Hadis-i
şerifte "Farz namazdan sonra 33 tesbîh, 33 tahmîd, 33 tekbîr
ve bir de tehlîl" emredilmiştir.
Burhâneddîn ibn-i Firkâh
hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 660 (m. 1262)’de doğdu.
729 (m. 1329)’de Şam’da vefât etti. Bir dersinde buyurdu
ki:
A’mâl-i sâliha, İslâmın beş
rüknü, direğidir. Bu beş arasında bedenle yapılacakların en
önemlisi, namazdır ki, dînin direğidir. Namazın edeblerinden bir
edebi kaçırmayarak kılmaya gayret etmelidir. Namaz tamâm
kılınabildi ise, İslâmın esas ve büyük temeli kurulmuş
olur.
Namaza dururken, (Allahü ekber)
demek, (Allahü teâlânın, hiçbir mahlûkun ibâdetine muhtaç
olmadığını, her bakımdan hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını,
insanların namazlarının, Ona faydası olmayacağını) bildirmektedir.
Namaz içindeki tekbîrler ise, (Allahü teâlâya karşı yakışır bir
ibâdet yapmaya liyâkat ve gücümüz olmadığını)
gösterir.
Rükü'deki tesbîhlerde de, bu
mana bulunduğu için, rükü'den sonra, tekbîr emrolunmadı.
Hâlbuki, secde tesbîhlerinden sonra emrolundu. Çünkü, secde
tevâzu ve aşağılığın en ziyâdesi ve zıllet ve küçüklüğün son
derecesi olduğundan, bunu yapınca, hakkı ile, tâm ibâdet etmiş
sanılır. Bu düşünceden korunmak için secdelerde yatıp kalkarken,
tekbîr söylemek sünnet olduğu gibi, secde tesbîhlerinde 'âlâ' demek
emrolundu.
Namaz, müminin mîracı olduğu
için, namazın sonunda, Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve
sellem) Mîrac gecesinde söylemekle şereflendiği kelimeleri [yâni,
ettehıyyâtü...yü] okumak emrolundu. O hâlde, namaz kılan bir kimse,
namazı kendine mîraç yapmalı. Allahü teâlâya yakınlığının
nihâyetini namazda aramalıdır. Peygamberimiz (sallallahü
aleyhi ve sellem) buyurdu ki: (İnsanın, Rabbine en yakın
olduğu zaman, namaz kıldığı zamandır.)
Namaz kılan bir kimse, Rabbi ile
konuşmakta, Ona yalvarmakta ve Onun büyüklüğünü ve Ondan başka her
şeyin hiç olduğunu görmektedir. Bunun için, namazda korku, dehşet,
ürkmek hâsıl olacağından, tesellî ve rahat bulması için, namazın
sonunda, iki defa selâm vermesi emir buyuruldu.
Peygamberimiz bir hadis-i
şerifte, (Farz namazdan sonra 33 tesbîh, 33 tahmîd, 33 tekbîr ve
bir de tehlîl) emretmiştir. Bunun sebebi, bu fakirin anladığına
göre, namazdaki kusurlar (Tesbîh) ile örtülür. Lâyık olan, tam
ibâdet yapılamadığı bildirilir. (Tahmîd) ile, namaz kılmakla
şereflenmenin Onun yardımı ve eriştirmesi ile olduğu bilinerek, bu
büyük nîmete şükür, hamd edilir. (Tekbîr) ederek de, Ondan başka
ibâdete lâyık kimse olmadığı bildirilir...