Sonradan gelen âlimler,
i’râb hatâsı, hiçbir zaman bozmaz dedi. Birincisi ihtiyât, ikincisi
ruhsat yoludur.
Zahîruddîn Hârezmî hazretleri
Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 601 (m. 1204) senesinde
Harezm’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Namazı bozan şeylerden biri de
Zellet-ül-kâri, yani yanlış okumaktır. Hatâ, dört şekilde
olabilir:
Birinci şekil i’râbda hatâdır.
Yani harekelerde ve sükûnda olabilir. Meselâ şeddeyi
hafîf okur veyâ medleri [uzunları] kısa okur veyâ bunların aksini
yapar.
İkinci şekilde, harflerde olur:
Harfin yerini değiştirir veya harf ilâve eder,
yâhut azaltır. Veyâhut harfi ileri geri
alır.
Üçüncü hatâ, kelimelerde ve
cümlelerde olur.
Nihâyet, vakf ve vaslde hatâ
olur. Yani duracak yerde durmaz, geçer. Geçecek yerde durur.
Bu dördüncü şekil hatâda, mana değişse de, bozulmaz. İlk üç
şekilde, manayı değiştirip, küfre sebep olacak mana hâsıl
olursa, namazı bozar. Yalnız, cümlenin yerini değiştirdiği zaman,
arada durursa, bozmaz. Hâsıl olan manâ küfre sebep olmazsa,
Kur’ân-ı kerîmde benzeri yoksa, namaz yine
bozulur. Gurâb yerine gubâr demek
ve Rabbinnâs yerine Rabinâs demek
ve zallelnâ yerine zalelnâ demek
ve emmâretün yerine emâretün demek
ve (amile sâlihan ve kefere fe lehüm ecrühüm) diyerek (ve kefere)
kelimesini eklemek
ve mesânî yerine mesânîne demek
ve essırâtallezîne demek ve bir kavle
göre, iyyâ kena’büdü demek
[yani bir kelimeyi ayırıp, ikinci kelimeye birleştirmek], [ve
mâ halekazzekere] derken [ve]yi unutmak, hepsi bozar. Manasız olur
ve Kur’ân-ı kerîmde benzeri bulunmazsa, yine bozar. Benzeri
bulunursa da, mana başka ise, imâm-ı Ebû Yûsüf bozulmaz dedi.
Tarafeyn [yani, İmâm-ı a’zam ile imâm-ı Muhammed] ise, bozulur
dedi. Fetvâ da böyledir. Benzeri bulunmaz, manası değişmezse,
aksini söylediler. Fetvâ, Tarafeynin sözünedir.
Ehad yerine ehat deyince
bozulur. Sonradan gelen âlimler, i’râb hatâsı, hiçbir zaman bozmaz
dedi. Birincisi ihtiyât, ikincisi ruhsat yoludur. Bir harfi, başka
harf okumakta, harfler çok farklı ise, bozar. Harflerin farkı az
ise, çok âlimler, mana değişirse, eğer bilerek okudu ise,
bozulur. Ağzından kaçtı ise, bozulmaz
dediler. Dat yerine zı demek, sin yerine sat, te yerine tı demek
gibi. Fetvâ böyle ise de, ihtiyâtlı olmak lâzımdır.
Dâllîn yerine zâllîn okumak
böyledir. Kelime ilâve edince, mana değişmez ve bu kelime
Kur’ân-ı kerîmde bulunursa, bozulmaz. Meselâ, (ve bilvâlideyni
ihsânen ve berren) gibi. Bu kelime, Kur’ân-ı kerîmde bulunmazsa da,
bozulmaz. Meselâ (ve nahlün ve tüffâhun ve rumman) gibi. Fakat, Ebû
Yûsüf “rahmetullahi teâlâ aleyh” bozulur dedi.
Zahîruddîn Hârezmî hazretleri
Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 601 (m. 1204) senesinde
Harezm’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Namazı bozan şeylerden biri de
Zellet-ül-kâri, yani yanlış okumaktır. Hatâ, dört şekilde
olabilir:
Birinci şekil i’râbda hatâdır.
Yani harekelerde ve sükûnda olabilir. Meselâ şeddeyi
hafîf okur veyâ medleri [uzunları] kısa okur veyâ bunların aksini
yapar.