Bir müminin başı ağrır
veya ona acı veren bir diken isabet ederse, günahına keffâret
olur...
Kâsım bin Muhaymire hazretleri
tanınmış hadîs âlimlerindendir. Kûfe’de doğdu. Doğum târihi
bilinmemektedir. 100 (m. 718)’de vefât etti.
Kâsım bin Muhaymire’nin rivâyet
ettiği hadîs-i şerîflerden bazıları:
Ebû Humeyd’den rivâyet etti: “Bir
müminin başı ağrır veya ona acı veren bir diken isabet ederse,
Allahü teâlâ bu yüzden kıyâmet gününde ona karşılık hem bir derece
verir ve hem de günahına keffâret yapar.”
“Evlendiğim ve evlendirdiğim
kimseler, cennetliktir.”
Şüreyh bin Hânî’den rivâyet
etti: Hazreti Âişe’ye (radıyallahü anha), mest üzerine meshi
sordum. “Ali’ye git” dedi. Hazreti Ali’ye (radıyallahü anh) gittim.
Ona sorunca, Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)
bize “Mukîm olunca, bir gün ve gece, mest üzerine mesh
yapabileceğimizi, bu müddetin, yolcu için üç gün üç gece
olduğunu” buyurdu, dedi.
Abdullah bin Ömer’den rivâyet
etti: Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Müslümanlardan birinin
vücuduna bir rahatsızlık gelirse, Allahü teâlâ, onu koruyan hafaza
meleklerine, bu kulumun daha önce yapıp da, hastalığı sebebiyle
yapamadığı, her gün ve geceki amellerini yapmış gibi yaz,
buyurur.”
Resûlullah efendimiz Mu’âviye bin
Ebû Süfyân için; “Allahım Ona kitabı (yazıyı) ve
hesabı öğret, onu azaptan koru” buyurdu.
Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)
anlattı: “Biz Resûlullah efendimizin huzurunda oturuyorduk,
önümüzde olgun ve taze hurmalar vardı. Resûlullah efendimiz hem
kendileri yiyor ve hem de bize yediriyorlardı. Bunun üzerine
ben 'Yâ Resûlallah! Siz hem yiyorsunuz ve hem de bize
yediriyorsunuz' dedim. O zaman Resûlullah efendimiz
'Evet' deyip,'Cennette de böyle yaparız, birbirimize
yediririz' buyurdu.”
Buyurdular ki: “Soframda iki
çeşit yemek bulunmamıştır.”
“Kendi görüşünü beğenip, onu
kabul ettirmek için münakaşa eden ve bunda ısrar eden bir kimseyi
görürseniz, onun hüsrana uğraması tamam olmuş
demektir.”
“Bir kimse câmiye gittiği zaman,
her adımı onun hem bir derece yükselmesine ve hem de, bir günâhının
yok olmasına sebeb olur. Aynı zamanda, câmiye kendisinden sonra
gelen herkesten, onun için bir miktar
sevap yazılır.”
Anlatılır ki, “Bir kimse
insanların başına geçer ve onların ihtiyâcını giderirse, Allahü
teâlâ da kıyâmet günü ona yardım eder, sıkıntısından
kurtarır.”