"Kim Allahü teâlâya
kavuşmak isterse, Allahü teâlâ da ona kavuşmak
ister."
Muhammed bin Hüseyn El-Ezdî
hazretleri Musul’da yetişen hadîs âlimlerindendir. Hadîs ilimlerine
âit birçok eserler yazdı. 374 (m. 984)’de Musul’da vefât etti.
Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerde Peygamber efendimiz (sallallahü
aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
“Gıybet etmenin kefâreti, gıybet
ettiğin kimse için istiğfar etmendir. Onun için, (Ey Allahım! Bizi
de, onu da mağfiret eyle!) diye duâ etmelisin!”
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)
şöyle anlattı: “Resûl-i ekrem buyurdu ki: “Biliyor musunuz,
(Her kim benim zikrimden yüz çevirirse, ona maişetten bir dank
vardır ve onu kıyâmet günü, kör olarak
haşrederiz) [meâlindeki] Tâhâ sûresinin yüzyirmidördüncü
âyet-i kerîmesi niçin indirildi biliyormusunuz? Maişetten dank
nedir?” Eshâb-ı Kirâm; “Allah ve Resûlü daha iyi bilir”
dediler. Resûl-i ekrem “Maişetten dank, kâfirin kabirde
azap görmesidir. Nefsim yed-i kudretinde olan Allahü teâlâya
yemîn ederim ki, kâfirin mezardaki azâbı, doksandokuz ejderha
iledir. Ejderhanın ne olduğunu bilir misiniz? Her birinin
doksandokuz başı olan, doksandokuz yılandır. Onu sokarlar, emerler
ve üflerler. Kıyâmete kadar böyle devam eder” buyurdu.
Ebû Sa’îd-i Hudrî’nin rivâyet
ettiği hadîs-i şerîfte ise, Resûl-i ekrem “Kâfire kabrinde
doksandokuz yılan musallat kılınır. Bunlar, onu kıyâmet
kopuncaya kadar sokarlar. Eğer bu yılanlardan birisi, yeryüzüne
üfürse idi yeşil birşey bitmezdi” buyurdu.