Farz olan hac önce
yapılmalı, sonra Medîne ziyâret
edilmelidir.
Bedrüddîn Karâfî hazretleri
Mâlikî fıkıh âlimidir. 939'da (m. 1533) Kahire'nin Karâfe semtinde
doğdu. Zamanın büyük âlimlerinin derslerine devam ederek fıkıh
âlimi oldu ve kadılık mesleğine girdi. Mısır'ın en meşhur
kadılarındandır. 1008'de (m. 1600) vefat etti. Şöyle
buyurdu:
Farz olan hac önce yapılmalı,
sonra Medîne ziyâret edilmelidir. Medîne şehri uzaktan görülünce,
salât ve selâm getirilir. Sonra, (Allahümme hâzâ harem-ü Nebiyyike
ve mehbit-ü vahyike femnin aleyye biddühûl-i fîhi vec’alhü
vikâyeten lî minennâr ve emânen minel azâb vec’alnî minelfâizîne
bi-şefâ-atil-Mustafâ yevmelmeâb) denir.
Şehre veyâ mescide girmeden önce
gusül abdesti alınır. Güzel koku sürünülür. Yeni, temiz elbise
giyilir. O yerlerin kıymetini ve yüksekliğini düşünerek, boynu
bükük, kalbi kırık olarak; (Bismillah ve alâ Milleti Resûlillah)
der ve hicret gecesi gelmiş olan (İsrâ) sûresinin sekseninci
âyetini ve namâzda okunan salevât-ı şerîfleri okuyarak ve
(Vagfir lî-zünûbî veftah lî ebvâbe rahmetike ve fadlike) diyerek
mescide gelir. Bâb-ı selâmdan veyâ bâb-ı Cibrîlden mescide girip,
minber yanında iki rek’at (Tehıyyetül-mescid) namâzı kılar.
Minberin direği sağ omuzu hizâsına gelmelidir. Resûlullah
“sallallahü aleyhi ve sellem” burada kılardı. İki rek’at da şükür
namâzı kılar.
Duâdan sonra, kalkıp edeple
Hucre-i se’âdete gelir. Muvâcehe-i se’âdet dıvarına karşı, arkasını
kıbleye dönerek, Resûlullahın mübârek yüzüne karşı edeple
durur. Resûlullahın kendisini gördüğünü, selâmını, duâlarını
işittiğini ve cevap verdiğini, âmîn dediğini düşünür. Emânet
olan selâmları söyler. Sonra salevât okuyup, dilediği duâyı yapar.
Sonra sağa gelip, (Esselâmü aleyke yâ halîfete Resûlillah...) diye
başlayan duâyı okuyarak hazret-i Ebû Bekr’e (radıyallahü anh) selâm
verir. Sonra, sağa gidip, hazret-i Ömer’e (radıyallahü anh) de
duâyı okuyarak selâm verir. Sonra kendine ve ana babasına ve duâ
etmesini istemiş olanlara ve bütün Müslümânlara duâ eder. Sonra
yine Resûlullahın mübârek yüzü karşısına gelir. Dilediği duâları da
yapar.
Sonra Ebû Lübâbe hazretlerinin
kendini bağlayarak tövbe etmiş olduğu direğe gelir. Burada ve
Ravza-i mutahharada nâfile, kazâ kılar. Tövbe ve duâ eder. Dilediği
zamânlarda (Mescid-i Kubâ) ve (Mescid-i kıbleteyn), Uhud şehîdleri
ve Bakî’deki mezârları ve birçok meşhur mübârek yerleri de ziyâret
etmelidir.
Bedrüddîn Karâfî hazretleri
Mâlikî fıkıh âlimidir. 939'da (m. 1533) Kahire'nin Karâfe semtinde
doğdu. Zamanın büyük âlimlerinin derslerine devam ederek fıkıh
âlimi oldu ve kadılık mesleğine girdi. Mısır'ın en meşhur
kadılarındandır. 1008'de (m. 1600) vefat etti. Şöyle
buyurdu:
Farz olan hac önce yapılmalı,
sonra Medîne ziyâret edilmelidir. Medîne şehri uzaktan görülünce,
salât ve selâm getirilir. Sonra, (Allahümme hâzâ harem-ü Nebiyyike
ve mehbit-ü vahyike femnin aleyye biddühûl-i fîhi vec’alhü
vikâyeten lî minennâr ve emânen minel azâb vec’alnî minelfâizîne
bi-şefâ-atil-Mustafâ yevmelmeâb) denir.
Şehre veyâ mescide girmeden önce
gusül abdesti alınır. Güzel koku sürünülür. Yeni, temiz elbise
giyilir. O yerlerin kıymetini ve yüksekliğini düşünerek, boynu
bükük, kalbi kırık olarak; (Bismillah ve alâ Milleti Resûlillah)
der ve hicret gecesi gelmiş olan (İsrâ) sûresinin sekseninci
âyetini ve namâzda okunan salevât-ı şerîfleri okuyarak ve
(Vagfir lî-zünûbî veftah lî ebvâbe rahmetike ve fadlike) diyerek
mescide gelir. Bâb-ı selâmdan veyâ bâb-ı Cibrîlden mescide girip,
minber yanında iki rek’at (Tehıyyetül-mescid) namâzı kılar.
Minberin direği sağ omuzu hizâsına gelmelidir. Resûlullah
“sallallahü aleyhi ve sellem” burada kılardı. İki rek’at da şükür
namâzı kılar.