Kâfirler ve onlara tâbi olanlar, sırf şu fâni dünyâ nîmetleriyle
nasibdâr olmuşlardır!..
Seyyid Osman Fadlı Efendi Osmanlı âlim ve velilerindendir. 1632
(H.1041)'de Rumeli’de Şumnu’da doğdu. Fâtih'te Atpazarı denilen
yerde oturduğu için; "Atpazarı Şeyhi Osman Efendi" nâmıyla şöhret
buldu. Kıbrıs'ta ise "Kutup Osman" ismiyle bilinir. 1691 (H.1102)
senesinde Kıbrıs'ın Magosa şehrinde vefât etti...
İstanbul'a gidip, Zâkirzâde Abdullah Efendiye intisab ederek
tasavvufta yükseldi. İcâzet alarak çok talebe yetiştirdi. Bunların
en meşhuru olan İsmâil Hakkı Bursevî hazretleri, onun hakkında
şöyle demektedir:
"Hocam her hâlinde gizliliği tercih ederdi. Sünnete uygun olmayan
bir şeyi yapmazdı. Şu üç şeyi hiç terk etmezdi: 1) Her farz namaz
için abdestini tâzelerdi. 2) Namazını dâimâ cemâatle kılardı. 3)
Her ibâdet ve işi, Kitab ve Sünnete uygun olarak yapardı. Her çeşit
riyâzeti yapmıştır. Ramazân-ı şerîfte, bir yumurta ile iftâr
ederdi. Bütün yediği bundan ibâretti. Derslerine iki yüz kadar
talebe devâm ederdi. Bu talebelerin içinde; Trakya, Anadolu ve Arab
Yarımadasından gelenler vardı." Yine hocasından naklederek der ki;
"İnsanlar dört kısımdır:
1. Zikir, fikir, maksat, niyet ve himmetleri sırf dünyâdır. Bunlar
kâfirler ve onlara tâbi olanlardır. Sırf fâni olan dünyâ
nîmetleriyle nasibdâr olmuşlardır.