Nefsine uyarak farzlardan
birkaçını yapmayan yahut birkaç haram işleyen kimse,
Müslümandır...
Şemseddîn Muhammed hazretleri
hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. "İbn-i Nâsıruddîn" diye
meşhur olmuştur. 777 (m. 1375)’de Şam’da doğdu. 842 (m. 1438)’de
şehîd edildi. Bir dersinde buyurdu ki:
Mümin ve Müslüman demek, Allahü
teâlâ tarafından, Muhammed aleyhisselâm vâsıtası ile, insanlara
bildirilmiş din bilgilerine inanan, kabul eden kimse demektir. Bu
bilgiler Kur'ân-ı kerimde ve binlerce hadis-i şeriflerde
bildirilmiştir. Bu bilgileri, Eshâb-ı kirâm Peygamberimizden
işitmiş, Eshâb-ı kirâmdan sonra, ikinci ve üçüncü asırlarda gelen
İslâm âlimleri de, Eshâb-ı kirâmdan işiterek veya bu işitenlerden
işiterek kitaplarına yazmışlardır. Sonra gelenler arasında
inanılması lâzım bilgilerde, yetmişüç ayrı fırka meydana gelmiştir.
Bunlardan yalnız bir fırkası doğrudur. Bu doğru îmanlı fırkaya
Ehl-i sünnet denir. Şüpheli âyetleri ve hadisleri yanlış tevil
ederek îtikadı bozulan yetmişiki fırkaya Bid'at veya Dalâlet
fırkaları denir. Bunlar da Müslümandır. Fakat (bozuk)
yoldadırlar.
Manaları açık bildirilmiş olan,
inanılacak şeylerde, Kur'ân-ı kerime ve hadis-i şeriflere yalnız
kendi akıl ve görüşleri ile mâna vererek, îmanı bozulan, kâfir olan
kimseye (Mülhid) denir. Mülhid, kendini samîmî Müslüman bilir.
(Münâfık) ise Müslüman görünür. Fakat başka dindendir.
Müslüman olmak için,
inanılması lâzım gelen bilgiler, yalnız inanılacak altı şey
değildir. Meşhûr olan (Farz)ların yapılmasının lâzım olduğuna ve
(Haram)ları yapmamak, bunlardan sakınmak lâzım olduğuna inanmak da,
Müslüman olmak için lâzımdır. Farzları yapmanın ve haramlardan
sakınmanın birinci vazîfe olduğunu kabul etmeyen kimsenin îmanı
gider. (Mürted) olur. Kabul edip de, nefsine ve fena arkadaşlara
uyarak farzlardan bir veya birkaçını yapmayan yahut bir veya birkaç
haram işleyen kimse, Müslümandır. Fakat, kusurlu, kabahatli
Müslümandır. Böyle Müslümana (Fâsık) denir.
Farzları yapmaya ve haramlardan
sakınmaya (İbâdet) yapmak denir. İbâdet yapmaya çalışan ve ibâdette
kusuru olunca, hemen tevbe eden Müslümana (Sâlih) denir. Yalnız
(Eşhedü en lâilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve
Resûlüh) diyen ve manasını bilip inanan bir kâfir, o anda Müslüman
olur ise de, sonra yavaş yavaş, îman edilecek altı şeyi ve her
Müslüman için farz ve haram olan meşhur bilgileri öğrenmesi ve
bilenlerin, yani Müslümanların buna öğretmeleri lâzımdır.
Öğrenmezse Müslümanlıktan çıkar. (Mürted) olur.