“İnsanların hesapları yaklaştı,
hâlbuki onlar gaflet içinde olduğundan nasihat ve tâatten
kaçınıyorlar.”
Niğdeli Kara Yakûb hazretleri
Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerindendir. 789 (m. 1387)’de
Niğde’de doğdu. 883 (m. 1478)’de Karaman’da vefât etti. Derslerinde
buyurdu ki:
Bil ki, Allahü teâlâ beş şeyi beş
şeyde gizledi: 1- İnsanların, belki rastlarım ümidi ile bütün
tâatları yapmaları için Allahü teâlâ rızâsını, tâatlardan bir tâat
içerisinde gizledi. 2- İnsanların günâha düşmekten sakınması ve
korunması için, gazâbını günahlardan bir günahın içerisinde
gizledi. 3- İnsanların tesadüf ederiz ümidi ile bütün
gecelerini ihyâ etmeleri için, Kadir gecesini Ramazân-ı şerîf
ayında gizledi. 4- İnsanların karşılaştıkları kimselere, belki
Allahü teâlânın velî bir kuludur deyip, onların duâlarına kavuşmak
gayreti içerisinde olmaları ve hiç kimseyi aşağı görmemeleri için,
velî kullarını insanlar arasında gizledi. 5- İnsanlar cuma günü
duâda gayretli olmaları için, Allahü teâlâ cuma günü duânın kabul
edileceği zamanı gizledi...
Allahü teâlâ Enbiyâ sûresinin 1.
âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruyor ki: “İnsanların hesapları
yaklaştı, hâlbuki onlar gaflet içinde olduğundan nasihat ve tâatten
kaçınıyorlar.”
İmâm-ı Buhârî İbn-i Ömer’den
“radıyallahü anhümâ” bildirir. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve
sellem) buyurdu ki: “Geçmiş ümmetlerin zamanlarına kıyas ile
sizin zamanınız, ikindi vaktinden akşama kadar olan vakit
gibidir.”
Kıyâmetin yaklaştığına delîl
çoktur. Bazıları şunlardır: Cahillik çok olup, ilim az olmak.
Cahiller başa geçip, cahillikleri ile insanlara hükmetmek. Kadılık,
müderrislik ve müftîlik gibi emânetler sahiblerine verilmemek.
Âlimlerde zulüm ve fısk olup, ibâdet edenler cahil olmak.
Zararından kurtulmak için, insanlara ikram olunmak. Erkek, karısına
uyup, anasına-babasına muhalefet ve isyan etmek. Sonra gelenler,
önce gelmiş olanlara cahil ve bir şey bilmezlerdi, demek. Emîn,
güvenilecek kimseler azalıp, filân mahallede bir emîn kimse var
imiş diye söylemek. Filân kimse akıllı ve nâzik kimsedir
dediklerinde, aslında o kimsede zerre kadar îmân bulunmamak.
Bidatler çıkıp, sünnet terk olunmak, insanlarda sevgi kalmamak.
Doğru söyleyene insanlar kızıp, onu başlarından kovmaya, işinden
ayırmaya çalışmak. Gençler fâsık olup, kadınlar işi azıtmak. Emr-i
ma’rûf ve nehy-i münker terk olunup, günahla emir olunup, iyilikten
nehyolunmak. Dîne âit işler ayıp sayılıp terk olunmak. Günah olan
şeyler yapılıp âdet olmak. Âlimleri bırakıp, cahillere
uymak.