"Kim, Allaha isyan
edenleri beğenirse, râzı olursa, Allahü teâlâ onun ibâdetlerini
kabul etmez.”
Seyyid Takıyyüddîn Hısnî
hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinden ve evliyânın
büyüklerindendir. 752 (m. 1351)’de Batman’a bağlı
Hasankeyf’te doğdu. 829 (m. 1426)’da Şam’da vefât
etti.
Bu mübarek zat, din ilimleriyle
uğraşanların, ilimlerini dünyâ kazancına vesîle kılmalarını
istemezdi. Herkese bunu anlatırdı. Bu husûsta “Sizden biriniz
Kur’ân-ı kerîm okumayı öğrenir ve ilim tahsil eder. Bu ilimleri
öğrenir ve dünyâyı kalbine yerleştirir, dünyâya koşar. Dünyâyı (taç
gibi) başına geçirir. Bunu görenler 'Bu kimse bizden daha âlim.
Eğer dünyâyı istemekte bir fayda görmeseydi böyle
yapmazdı' derler, sonra dünyâya rağbet ederler, onu toplamaya
başlarlar. Buna sebep olan ilim sahipleri şu âyet-i kerîmede
bildirilenlerden olurlar: (Kıyâmet günü kendi günahlarını tamamen
yüklendikten başka, saptırdıkları insanların günâhlarından bir
kısmını da yükleneceklerdir.)" [Nahl-25]
Seyyid Takıyyüddîn
hazretleri, fâsıklara muhabbet etmez, fıskı hoş karşılamazdı.
Buyurdu ki:
“Kim, fısktan günahtan râzı olur
beğenirse, onu yapanlardan olur. Kim de Allaha isyan edenleri
beğenirse, râzı olursa, Allahü teâlâ onun ibâdetlerini kabul
etmez.”