"Yâ Rabbi, kıyâmet çabuk
kopsa da, çoluk-çocuğuma ve mallarıma
kavuşsam."
İbn-ül-Hall hazretleri Şafiî
mezhebi fıkıh âlimlerindendir. İsmi Muhammed bin Mübârek’tir. 475
(m. 1082)’de doğdu. 552 (m. 1157)’de Bağdad’da vefât etti. Bir
dersinde şunları anlattı:
Buhârî’nin, Talhâ bin
Ubeydullah’dan rivâyeti şöyledir: “Necd ehlinden, saçı darmadağın
olmuş fakir birisi, Resûlullahın huzûruna geldi. Uzaktan sesini
işitiyor, fakat ne söylediğini anlamıyorduk. Nihâyet yaklaştı.
Meğer İslâmın ne olduğunu soruyormuş. Resûlullah efendimiz
(sallallahü aleyhi ve sellem); “(Îmân ettikten sonra) bir
gün bir gece içinde beş vakit namazdır” buyurdu. O kişi,
“Üzerimde bu namazlardan başkası da olacak mı?” diye sorunca,
Resûlullah efendimiz; “Hayır! Ancak tatavvu’
edersin (nafile namaz kılarsın)” buyurdu.
Bundan sonra
Resûlullah; “Bir de ramazan orucudur” buyurdu. O kişi
yine, “Üzerime bundan başkası da olacak mı?” diye sordu. Resûlullah
“Hayır! Ancak nafile oruç tutarsın” buyurdu. Resûlullah ona
zekâtı da söyledi. O kişi yine, “Üzerimde bundan başkası da olacak
mı?” diye sorunca, Resûlullah efendimiz “Hayır! Ancak nafile olarak
sadaka verirsin” buyurdu. Bunun üzerine o kişi, “Vallahi
bundan ne fazla, ne de eksik bir şey yapacak değilim” diyerek ve
arkasını dönerek gitti. Resûlullah efendimiz “Eğer doğru
söylüyorsa, felah buldu” buyurdu.
Peygamber efendimiz bir gün iki
kabir yanından geçiyordu. “Şu iki kimse azâbdadırlar. Bunların
azâbları, büyük günahlardan ötürü değildir. Biri bevlden (idrardan)
sakınmazdı. Diğeri ise insanlar arasında söz taşır, koğuculuk
ederdi. Onun için azâb olunurlar” buyurdu.