Burada medrese tahsilinden sonra
Sultan III. Mehmed Han zamanında İstanbul'a gelerek medreselerde
tefsir, tasavvuf ve kelâm dersleri verdi. "Müellif-i
Cedid" ismiyle şöhret buldu. Aziz Mahmud Hüdai hazretlerine
intisab ederek Celvetî tarikatı icazeti aldı. 1108 (m. 1696)’da
Eyüp’te vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Kelime-i şehâdet söyleyenlerin
hepsini mümin kabul etmelidir. Büyük günâhları varsa, bu sebeple
kendilerine küfür ve nifak damgasını vurmamalıdır. Kendi îmânında
ve onların îmânında şüphe etmemelidir. Çünkü Allahü teâlâ,
günahkârları mümin olarak isimlendirdi ve Nûr sûresi 31. âyet-i
kerîmesinde meâlen; “...Ey müminler! Hepiniz Allahü teâlâya
tövbe ediniz ki, dünyâ ve âhiret saâdatine
kavuşasınız” buyurdu.