Kişinin aklı,
Resûlullahı diğer bütün mahlûkâta tercih etmedikçe, îmânının
kemâline itibâr yoktur.
Selâmi Ali Efendi Celvetiyye
tarikatının Selâmiyye kolunun kurucusudur. Muğla’nın Kozkaya
köyünde doğdu. Medrese tahsilini tamamlayıp Kırkakçe Medresesi’ne
müderris, sonra İstanköy adasına müftü oldu. İstanbul’a gidip
Celvetî şeyhlerinden Zâkirzâde Abdullah Efendi’ye intisap etti.
Seyrü sülûkünü tamamlayıp hilafet verildi. 1103 (m. 1691)’de vefat
etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
İtikâd, şu şubeleri içine alır:
İlim taleb etmek, Yaradanı tanımak, O’nu noksan sıfatlardan ve
noksanlığı gerektirecek şeylerden tenzih etmek, O’nun hayât, ilim,
kudret ve vahdâniyyetini, O’ndan başkasının O’nun mahlûku olduğunu,
var olmaları da son bulmaları da ancak O’nun kaza ve kaderi ile
olduğunu kabul etmek. Devamlı ibâdet ve tâat üzere olan ve her
türlü kötülüklerden arınmış olan meleklere ve peygamberliklerini
tebliğ ederken, kuvvetli hüccet ve delîllerle desteklenen
peygamberlere (aleyhisselâm) îmân etmek, onlar hakkında güzel
ve...