Kalp hastalıklarından biri de
riyadır. Riyaya şirk-i asgar (küçük şirk)
denilmiştir.
Ebü’l-Alâ Gülâbâdî hazretleri
Hanefî mezhebi fıkıh ve tasavvuf âlimlerindendir. 644 (m. 1246)’da
Buhârâ’da doğdu. 767 (m. 1366)’da Mısır’da vefât etti. Bir dersinde
buyurdu ki:
Kalb bütün âzâların başıdır. O
iyi olursa bütün âzâlar iyi olur. Allahü teâlâ; “Yâ
eyyühellezîne âmenû” buyurdu. “Yâ” ile kalbe, “Eyyû” ile rûha. “Ha”
ile nefse buyurur. Sanki; “Ey kalb huzûra gel, ey rûh rü’yete gel,
ey nefs hizmete gel” buyurur.
Kalb hastalıklarından biri
riyadır. Riya, âhıret amellerini yaparak, âhıret yolunda olduğunu
göstererek, dünyâ arzularına kavuşmak demektir. Bunun üstünde küfür
ve itikâdda bidat vardır. Bunlar diğer kalb âfetlerinin en
kötüleridir. Onun için riyaya şirk-i asgar (küçük şirk)
denilmiştir.
Bilhassa ücret karşılığı Kur’ân-ı
kerîm okumaktan çok sakınmalıdır. Aldığı ücret haram olduğu gibi,
dünyâ için okuduğu için de âsi, günahkâr olur. Riya sahibi, ameli
ile halkın meylini kendisine çekmeye çalışır. “Oruç bizi
zayıflattı”, “Çok az yemek yedim” gibi sözlerle, dünyâya
meyletmediğini, ibâdete düşkün olup, zühd ve takvâ sahibi olduğunu
söylemeye çalışır. “Sofi” desinler diye, onların giydiği kalın
elbiselerden giyer, kısa, yamalı ve eski elbise giyer. Başkalarının
onu bu hâliyle sevmelerini ister. Bazıları da, başkasına gösteriş
için güzel elbiseler giyer, evinde giydiği elbise ile başkalarının
yanına çıkmaz. Vaaz edenler, Kur’ân-ı kerîm okuyanlar, seslerini
insanlara beğendirmek için ince ve hazîn bir şekilde çıkarırlar.
“Kur’ân ezberledim” demek ve başkalarının doğru sözünü reddetmek de
riyadır.
Kalb hastalıklarından biri de
haseddir. Hased; kıskanmak, çekememek demektir. Allahü teâlânın
ihsân ettiği nimetin bir kimseden çıkmasını istemektir. Bu; sıhhat,
mal, evlâd, ilim, reîslik, makam ve mansıp gibi şeylerde olur.
Faydası olmayan, zararlı olan bir şeyin, din kardeşinden
ayrılmasını istemek hased olmaz, gayret olur. İlmini, mal-mevki ele
geçirmek, günah işlemek için kullanan din adamından, ilmin
gitmesini istemek gayret olur. Malını haram işlemek zulmetmek,
İslâmiyeti yıkmak için, bidati ve günahları yaymak için kullananın
malının yok olmasını istemek de hased olmaz, din gayreti olur. Din
kardeşindeki nimetlerin onda olduğu gibi kendisinde de olmasını
istemek hased olmaz, gıpta, imrenmek olur.
Ebü’l-Alâ Gülâbâdî hazretleri
Hanefî mezhebi fıkıh ve tasavvuf âlimlerindendir. 644 (m. 1246)’da
Buhârâ’da doğdu. 767 (m. 1366)’da Mısır’da vefât etti. Bir dersinde
buyurdu ki:
Kalb bütün âzâların başıdır. O
iyi olursa bütün âzâlar iyi olur. Allahü teâlâ; “Yâ
eyyühellezîne âmenû” buyurdu. “Yâ” ile kalbe, “Eyyû” ile rûha. “Ha”
ile nefse buyurur. Sanki; “Ey kalb huzûra gel, ey rûh rü’yete gel,
ey nefs hizmete gel” buyurur.
Kalb hastalıklarından biri
riyadır. Riya, âhıret amellerini yaparak, âhıret yolunda olduğunu
göstererek, dünyâ arzularına kavuşmak demektir. Bunun üstünde küfür
ve itikâdda bidat vardır. Bunlar diğer kalb âfetlerinin en
kötüleridir. Onun için riyaya şirk-i asgar (küçük şirk)
denilmiştir.