İmân edilmesi lâzım olan
esaslardan biri de Âhiret gününe
inanmaktır...
Şemseddîn ibn-i Münîr hazretleri
Şafiî mezhebi âlimlerindendir. 937 (m. 1531)’de Lübnan’da
Ba’lebek’te vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
İmân edilmesi lâzım olan
esaslardan biri de Âhiret gününe inanmaktır. Âhiret gününün
başlangıcı, insanın öldüğü gündür. Fâsıklara ve bütün kâfirlere
kabirde azap vardır. Bunlara elbette inanmak lâzımdır. Mevta
kabre konunca, bilinmeyen bir hayat ile dirilecek, rahat veya
azap görecektir. “Münker” ve “Nekir” adındaki iki
meleğin, bilinmeyen korkunç insan şeklinde mezara gelip suâl
soracaklarını hadîs-i şerîfler açıkça bildirmektedir. Kabir suâli,
bazı âlimlere göre, bazı akâidden olacak, bazılarına göre ise,
bütün akâidden olacaktır. (Bunun için çocuklara; “Rabbin kim? Dînin
hangi dindir? Kimin ümmetindensin? Kitabın nedir? Kıblen neresidir?
İtikâdda ve amelde mezhebin nedir?” suâllerinin cevaplarını
öğretmelidir! Ehl-i sünnet olmayan doğru cevap veremeyecektir.
Güzel cevap verenlerin kabri genişleyecek, Cennetten bir pencere
açılacaktır. Sabah ve akşam, Cennetteki yerlerini görüp,
melekler tarafından iyilikler yapılacak müjdeler verilecektir. İyi
cevap veremezse, demir tokmaklarla öyle vurulacak ki, bağırmasını,
insandan ve cinden başka her mahlûk işitecektir.
Kabir o kadar daralır ki,
kemiklerini birbirine geçirecek gibi sıkar, Cehennemden bir delik
açılır. Sabah ve akşam Cehennemdeki yerini görüp, mezarda, mahşere
kadar, acı azaplar çeker.
Öldükten sonra, yine dirilmeye
inanmak lâzımdır. Kemikler, etler çürüyüp toprak ve gaz olduktan
sonra, hepsi yine bir araya gelecek, rûhlardan bedenlerine girip,
herkes mezardan kalkacaktır. Bunun için, bu zamana “Kıyâmet
günü” denir. Kıyâmetin ne zaman kopacağı bildirilmedi,
zamanını kimse anlayamadı. Fakat Peygamberimiz (sallallahü teâlâ
aleyhi ve sellem) birçok alâmetlerini ve başlangıçlarını şöyle
haber verdi: Hazret-i Mehdî gelecek, Îsâ aleyhisselâm gökten Şam’a
inecek, Deccâl çıkacak. Ye’cüc Me’cüc denilen kimseler her yeri
karıştıracak. Güneş batıdan doğacak. Büyük zelzeleler olacak. Din
bilgileri unutulacak. Fısk, kötülük çoğalacak. Dinsiz, ahlâksız,
namussuz kimseler emîr olacak. Allahü teâlânın emirleri
yaptırılmayacak. Haramlar her yerde işlenecek, Yemen’den ateş
çıkacak. Gökler ve dağlar parçalanacak. Güneş ve Ay kararacak.
Denizler birbirine karışacak ve kaynayıp
kuruyacaktır...