Cenâzede yüksek sesle
tekbîr, tehlîl, ilâhîler okumak bidat ve günâhtır.
Ebû Bekr Haffâf hazretleri hadîs
ve Hanbelî mezhebi fıkıh âlimidir. 495 (m. 1101)’de Bağdad’da
doğdu. 543 (m. 1148)’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Cenâze taşımakta önce ön
tarafta, meyyitin sağ tarafı, sağ omuza alınıp, on adım taşınır.
Sonra, arka sağ bacak tarafı sağ omuzda, on adım taşınır. Sonra
meyyitin sol tarafına, yani arkadan bakıldığına göre, tabutun
sağ tarafına geçip, sol omuzda, on adım önde, on adım arkada
taşınır. Hepsi kırk adım eder. Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki:
(Cenâzeyi kırk adım taşıyanın kırk büyük günâhı afv olur.) Cenâze
taşındğını gören Müslümânlar, bir cenâze görünce, gidip hiç olmazsa
kırk adım taşımalı ve biraz arkasından yürümeli, rûhuna Fâtiha ve
düâ okumalıdır. Cenâzeyi görünce, olduğu yerde ona karşı dikilip
beklemek tahrîmen mekrûhtur. Cenâzeyi taşıdıktan sonra,
arkasından yürümelidir. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve
sellem”, Sa’d bin Mu’âzın “radıyallahü anh” cenâzesini taşıdı. Ne
büyük bahtiyârlık!
Cenâzeyi (Beynel’amûdeyn) taşımak,
yani sedye gibi, biri önde, biri arkada olmak
mekrûhtur. (Terbî’) şeklinde,
yani omuzda, kolundan el ile tutarak dört kişinin taşıması
sünnettir. Omuz, kolu altına geçirilmez. Tabutun kolu el ile
tutulup omuz üstüne alınır. Cenâzeyi sırtta ve hayvân üstünde
taşımak câiz değildir. Süt çocuğunu ve birâz büyüğünü, bir kişi iki
eli üzerinde götürür. Bu kişi, hayvân üzerinde de olabilir. Büyük
çocuklar, tabut ile götürülür.
Cenâzeyi, meyyiti sarsmayacak
kadar, hızlı götürmelidir. Cemâat çok olsun diye Cuma namâzından
sonraya bırakmak mekrûhtur. Cenâzeyi gömerken, Cuma namâzını
kaçırmak tehlikesi olursa, bu zamân cenâze namâzı, Cuma namâzından
sonraya bırakılabilir. Bayram namâzı cenâze namâzından önce, hâzır
olan cenâzenin namâzı da bayram hutbesinden önce kılınır. Musallâda
cenâze namâzı için bekleyenler, cenâze yere konmadan önce ayağa
kalkmazlar. Musallâda oturanlar, cenâze gelince, ayağa
kalkmamalıdır. Cenâzede bulunanlar, arkasında ve ona yakın
yürümelidir.