Kadın, cenâze taşımaz. Mürted olunca
öldürülmez. Ellerini, ayaklarını, kına ile boyaması
câizdir.
Mehmed Salih Efendi 96. Osmanlı Şeyhülislâmıdır.
Medrese tahsilini tamamlayınca Şeyhülislâm Yenişehirli Abdullah
Efendi'ye intisap ederek onun damadı oldu. Çeşitli şehirlerde
kadılıktan sonra, Anadolu, sonra Rumeli Kadıaskerliği,
nihayet Şeyhülislâmlığa getirildi. 1175 (m. 1762)’de vefat etti.
Bir dersinde buyurdu ki:
Kadın, namaza dururken, ellerini omuzlarına kadar
kaldırır. Ellerini kol ağzından dışarı çıkarmaz. Sağ avucu sol
üzerinde olarak göğüs üstüne kor. Rükûda az eğilir. Belini kafası
ile düz tutmaz. Rükûda ve secdede parmaklarını açmaz. Birbirlerine
yapıştırır. Ellerini dizleri üzerine kor. Dizlerini büker.
Dizlerini tutmaz. Secdede kollarını, karnına yakın olarak yere
serer. Karnını uyluklarına yapıştırır. Teşehhüdde, ayaklarını sağa
çıkararak yere oturur. El parmaklarının ucu dizlerine
uzanır.
Erkekler de dizi kavramaz. Parmakları birbirlerine
yapışık olur. Kendi aralarında veya erkeklerin cemaatinde imam ile
kılmaları mekruhtur. Cuma ve bayram namazı kılması farz değildir.
Kurban Bayramında farz namazlardan sonra (Tekbîr-i teşrîki) sessiz
okur. Sabah namazını geç kılması müstehab değildir. Namazlarda
yüksek sesle okumaz.
Kadınların başlarındaki saçlarını, kazımakla veya
kesmekle yâhut ilaç ile izâle, yâni yok etmeleri tahrîmen
mekruhtur. [Erkeklere benzetmemek şartı ile saçlarını kulaklara
kadar kısaltmalarının câiz olduğu anlaşılmaktadır.] Kadının ezan ve
ikâmet okuması mekruhtur. Zevci veya mahremi yanında olmadan sefere
çıkamaz. Hacda başını açmaz. Safâ ile Merve arasında, özürlü iken
de, sa'y yapar. Tavâfı Kâbe'den uzak olarak yapar. Hutbe okumaz.
Çünkü, sesinin avret olması sahihdir. Hacda mest giyer. Kadın,
cenâze taşımaz. Mürted olunca öldürülmez. Had ve kısas davalarında
şâhitliği kabul edilmez. Câmide itikaf yapmaz. Ellerini,
ayaklarını, kına ile boyaması câizdir.
Mirasta ve şâhitlikte ve fakir akrabâya nafaka
vermekte erkeğin yarısıdır. Muhsine (hür, afif) kadın mahkemeye
çağrılmaz. Hâkim veya vekîli, onun evine gider. Genç kadın,
yabancı erkeğe selâm ve başsağlığı ve aksırana bir şey söylemez ve
kendine söylenince cevap vermez. Yabancı erkekle bir odada yalnız
kalmaz.