Bir hacı, kendisine bahşedilen
büyük nimetleri hatırından çıkarıp, gaflete
düşmemelidir.
Ahmed bin Esed hazretleri Şafiî
mezhebi fıkıh âlimidir. 808 (m. 1405)’de Mısır’da İskenderiyye’de
doğdu. 882 (m. 1477)’de hac yolculuğunda, Mekke-i mükerreme ile
Medîne-i münevvere arasında Rabig denilen yerde vefât etti. Buyurdu
ki:
Hac için Mekke’ye giden, hac ile
ilgili diğer vazîfeleri de bitirince, Medîne-i münevvereyi ziyârete
gider. Şehre girmeden önce gusül abdesti alır. Medîne-i münevvereye
girince gerekli duâyı okur. Sonra Mescid-i Nebevî’ye gelir.
Minberin yanında iki rekat namaz kılar. Sonra Peygamber Efendimizin
(sallallahü aleyhi ve sellem) kabr-i şerîflerine gelir. Uzakta
durur. Duvarlara dokunmaz. Duvarı öpmez. Resûlullah Efendimize
selâm verip, gerekli duâları yapar. Sonra, Resûlullah Efendimize ve
onun iki sahabesine (Hazreti Ebû Bekir ve Hazreti Ömer’e)
(radıyallahü anhüma) selâm verir. Perşembe günü Uhud’a gitmek
müstehabdır. Burada, Uhud şehidlerinin kabrini ziyâret eder. Her
gün Bakî Kabristanına giderek, Hazreti Osman, Hasen bin Ali,
Hazreti Fatıma, (radıyallahü anhüm) Resûl-i Ekrem Efendimizin oğlu
İbrâhim’in ve diğer Ehl-i beytin kabirlerini ziyâret eder. Sonra
Mescid-i Nebevî’ye gelir. Orada namaz kılar. Mescid-i Nebevî’nin
yanında bulunan kuyudan su içer ve oradan abdest alır.
Sonra, Peygamber Efendimizin
abdest aldığı diğer kuyulardan abdest alır. Bundan kasdı, şifâ ve
teberrüktür. Bu kuyular yedi tanedir. Bunları bitirip Medîne-i
münevvereden ayrılmaya niyet edince, Resûlullah Efendimize veda
etmek için kabr-i şerîflerine gelir. Allahü teâlâdan, tekrar
buralara gelmeyi kendisine nasip etmesini, yolculukta her
türlü kazadan ve belâdan muhafaza etmesini diler. Sonra iki rekat
namaz kılar. Zikredilen bu edeblere riâyet etmek lâzımdır.
Memleketine varınca, önce mescide giderek iki rekat namaz kılar.
Evine yerleşince, Allahü teâlânın Kâbe-i muazzamayı, Resûlullah
Efendimizin kabr-i şerîflerini ziyâret gibi, kendisine bahşettiği
büyük nimetleri hatırından çıkarıp, isyana dalarak gaflete
düşmemelidir.
Kabul olmuş haccın alâmeti;
dünyâya kıymet vermeyip (yani dünyâda Allahü teâlânın haram kıldığı
şeylerden ve şüphelilerden sakınıp, mübahlara fazla dalmayıp),
âhirete ve âhiret saadetine vesile olacak işlere kıymet
vermektir.