“Kâfire kabrinde
doksandokuz yılan musallat kılınır. Onu kıyâmet kopuncaya
kadar sokarlar."
Ebü’l-Kâsım Mekkî el-Makdisî
hazretleri Kudüs’te yetişen büyük hadîs âlimlerindendir. 432 (m.
1040)’da doğdu. 492 (m. 1099) senesinde, Kudüs’te Haçlılar
tarafından şehid edildi. Şöyle nakleder:
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)
şöyle anlattı:
Resûl-i ekrem (sallallahü aleyhi
ve sellem) buyurdu ki: “Biliyor musunuz, 'Her kim benim
zikrimden yüz çevirirse, ona maişetten bir dank vardır ve onu
kıyâmet günü, kör olarak haşrederiz' (meâlindeki) Tâhâ
sûresinin yüzyirmidördüncü âyet-i kerîmesi niçin indirildi?
Maişetten dank nedir?” Eshâb-ı Kirâm; “Allah ve Resûlü daha
iyi bilir” dediler. Resûl-i ekrem; “Maişetten dank, kâfirin
kabirde azap görmesidir. Nefsim yed-i kudretinde olan Allahü
teâlâya yemîn ederim ki, kâfirin mezardaki azâbı, doksandokuz
ejderha iledir. Ejderhanın ne olduğunu bilir misiniz? Her birinin
doksandokuz başı olan, doksandokuz yılandır. Onu sokarlar, emerler
ve üflerler. Kıyâmete kadar böyle devam eder” buyurdu.
Ebû Sa’îd-i Hudrî’nin
(radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte ise, Resûl-i
ekrem; “Kâfire kabrinde doksandokuz yılan musallat kılınır.
Bunlar, kâfiri kıyâmet kopuncaya kadar sokarlar. Eğer bu
yılanlardan birisi, yeryüzüne üfürse idi. Yeryüzünde yeşil bir şey
bitmezdi” buyurdu.