"İslâm âleminde görülen
kötülüklerin başlıca sebebi Müslümanların İslâmiyetten
uzaklaşmalarıdır."
Şeyh Abdurrahmân Ebü'l-Vefâ
hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1837 (H.1253) senesinde
doğdu. Babası tarafından yetiştirilen Şeyh Abdurrahmân Ebü'l-Vefâ,
zâhirî ve manevî ilimlerde yüksek derece sâhibi oldu.
Babasının vefâtından sonra, ilmini artırmak için Bağdat'a gitti.
1868 (H.1285) senesinde orada vefât etti. Buyurdu ki:
"Birisinden yardım istenirken,
yalnız ona güvenilirse, onun, Allahü teâlânın yardımına mazhar
olduğu, kavuştuğu düşünülmezse haramdır. Yalnız Allahü teâlâya
güvenilip, o kulun Allah'ın yardımına mazhar olduğu, Allahü
teâlânın her şeyi sebep ile yarattığı, o kulun da bir
sebep olduğu düşünülürse câiz olur. Peygamberler ve evliyâ da,
böyle düşünerek başkasından yardım istemişlerdir. Böyle düşünerek
birisinden yardım istemek, Allahü teâlâdan istemek
olur."
"İslâm âleminde görülen
kötülüklerin başlıca sebebi nedir?" denildiğinde; "İslâm âleminde
görülen kötülüklerin başlıca sebebi Müslümanların İslâmiyetten
uzaklaşmalarıdır" buyurdu. Kurtuluşun nerede olduğu sorulduğunda
ise; "İslâma uymak, bid'atleri terk etmekte" buyurdu.
"Allahü teâlâ, hayvanların
yaşamaları, üremeleri için muhtaç oldukları şeyleri her tarafta,
bol bol yaratmış, bunlara kolayca kavuşmalarını ve bulduklarını
kolayca kullanabilmelerini ihsân etmiştir. Allahü teâlâ, insanlarda
da şehvet ve gadab kuvvetlerini yaratmış ise de, insanların
muhtaç oldukları şeylere kavuşmaları, bulduklarını
kullanabilmeleri ve korktuklarına karşı savunabilmeleri için, bu
kolaylığı ihsân etmemiştir. Yalnız, en lüzumlu olan havayı her
yerde yaratmış, ciğerlerine kadar kolayca girmesini insanlara da
ihsân etmiş, ikinci derecede lüzumlu olan suyu, her yerde
bulmalarını ve kolayca içmelerini ihsân etmiştir. Bu
iki nimetten daha az lüzumlu olan ihtiyaç maddelerini elde
etmeleri ve elde ettiklerini kullanabilecekleri hâle çevirmeleri
için, insanları çalışmaya mecbur kılmıştır. İnsanlar çalışmazlarsa,
muhtaç oldukları, gıda, elbise, mesken, silah, ilaç gibi şeylere
kavuşamazlar. Yaşamaları, üremeleri çok güç olur. Bir insan, muhtaç
olduğu bu çeşitli maddeleri yalnız başına yapamayacağı için,
birlikte yaşamaya, iş bölümü yapmaya mecbur olmuşlardır. Allahü
teâlâ, merhamet ederek, seve seve çalışabilmeleri, çalışmaktan
usanmamaları için, insanlarda üçüncü bir kuvvet daha yarattı. Bu
kuvvet, Nefs-i emmâre kuvvetidir. Bu kuvvet, şehvetlere kavuşmak ve
gadab edilenlerle dövüşmek için insanı zorlar."