Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
“Bana en yakın ve en sevimli olanınız, ahlâkı en güzel
olanınızdır.”
Fethüddîn Muhammed Ya’merî
hazretleri hadîs, nahiv, târih ve Şâfiî mezhebi fıkıh âlîmidir. 671
(m. 1272)’de Kâhire’de doğdu. 734 (m. 1334)’te aynı yerde vefât
etti. Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem)
ahlâkı hakkında buyurdu ki:
Allahü teâlâ, habibi Muhammed’e
“Şüphesiz ki sen, huluk-i azîm üzere (güzel ahlâklı
olarak) yaratıldın” buyurdu. (Huluk-i azîm demek, Allahü
teâlâ ile sır, gizli şeyleri bulunmak, insanlar ile de güzel huylu
olmak demektir.)
Hazreti Âişe’den (radıyallahü
anha) Peygamber efendimizin ahlâkı sorulunca, “O’nun ahlâkı
Kur’ân’dır” buyurdu. Bunun manâsı; Kur’ân-ı kerîmde bildirilen
ahlâka sâhip olmasıdır. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde
meâlen; “Sen bağışlama yolunu tut, iyiliği emret ve
câhillerden yüz çevir” buyurdu. (A’râf-199)
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh)
rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Peygamberimiz şöyle
buyurdu: “Müminlerin îmân bakımından en olgunu, ahlâkı en
güzel olanıdır. Sizin en hayırlınız kadınlarına karşı hayırlı
olanınızdır.” Yine bir hadîs-i şerîfte; “Bana en yakın ve
en sevimli olanınız, ahlâkı en güzel olanınızdır” buyurdu. Bir
hadîs-i şerîfte de; “Allahü teâlâ, güzel ahlâk sahibine, Allah
yolunda gazâ eden mücâhide verdiği sevap gibi
sevap verir” buyurdu.
Ebüdderdâ’nın (radıyallahü anh)
rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte Peygamber
efendimiz “Kıyâmet günü mîzâna güzel ahlâktan daha ağır bir
şey konmaz. Şüphesiz ki güzel ahlâk, sahibini, gündüzleri oruç
tutan ve geceleri namaz kılanlar derecesine
yükseltir” buyurdu.
Eshâb-ı Kirâm, “Yâ Resûlallah!
Müslüman kişiye verilen en faziletli şey nedir?”
dediklerinde, “Güzel ahlâktır” buyurdu.
Hişâm bin Urve, babasının şöyle
dediğini nakleder: Hazreti Âişe’ye (radıyallahü anhâ),
“Resûlullahtan ne gördün?” diye sordum. Buyurdu ki: “Resûlullah ne
bir hizmetçiyi, ne bir kadını asla dövmedi, eliyle hiç kimseye
vurmadı. Ancak Allah yolunda cihâd etti. Hiç kimseden intikam
almadı. Ancak Allah için olursa intikam alırdı. Kendisine iki şey
arz edilse, günah olmadığı müddetçe en kolay olanını seçerdi. Günah
olan bir şey ise, ondan insanların en çok sakınanı
olurdu.”
Muâz bin Cebel (radıyallahü anh)
şöyle anlatmıştır: “Yâ Resûlallah, bana nasihat et” dedim. Buyurdu
ki: “İnsanlara karşı güzel ahlâklı
ol.”
Enes bin Mâlik şöyle nakletmiştir
“Resûlullah bir kimse ile karşılaşınca onunla müsâfeha eder, o
elini çekmedikçe elini çekmezdi. Karşılaştığı kimse yüzünü
dönmedikçe yüzünü dönmezdi. Kimsenin yanında dizlerini dikip
oturmazdı.”