İnsanı Allahü teâlâdan
uzaklaştıran perdelerin en zararlısı, dünyâ düşüncelerinin kalbe
yerleşmesidir.
Ali bin Hüseyn Safî hazretleri
Nakşibendî büyüklerindendir. 867’de (m. 1463) Herat yakınlarında
Sebzvâr’da doğdu. Babası Hüseyin Vâiz-i Kâşifî ve Abdurrahman-ı
Câmî hazretlerinin terbiyesinde yetişti. Sonra Semerkant’a giderek
Silsile-i aliyye büyüklerinden Ubeydullah-i Ahrâr hazretlerine
talebe oldu. Sa‘deddîn-i Kâşgarî’nin oğlu Hâce Kelân’ın kızı ile
evlendi. Ubeydullah Ahrâr’ın sohbetlerinde dinlediklerini derleyip
bazı ilâveler yaparak “Reşehât” adlı eserini kaleme aldı. 994 (m.
1586)’de Buhara’da vefat etti. Reşehât ayn-ül-hayât kitabından bazı
kısımlar:
“İnsanı Allahü teâlâdan
uzaklaştıran perdelerin en zararlısı, dünyâ düşüncelerinin kalbe
yerleşmesidir. Bu düşünceler, kötü arkadaşlardan ve lüzumsuz şeyler
seyretmekten hâsıl olur. Çok uğraşarak, bunları kalbden
çıkarmalıdır. Faydasız kitap okumak, lüzumsuz şeyler konuşmak, bu
düşünceleri arttırır. Kadın ve kadın resimlerine şehvetle bakmak,
şarkı...