“İlim öğrenmek için
sefere çıkan kimse, evine dönünceye kadar Allahü teâlânın
yolundadır.”
Ebü’l-Hattâb İbn-i Dıhye
hazretleri Endülüs’te yetişen hadîs âlimlerindendir. Eshâb-ı
kirâmdan Dıhye-i Kelbî’nin (radıyallahü anh) soyundan olup, 544 (m.
1149)’da Endülüs’te doğdu, önce burada ilim tahsil etti. Sonra
Mısır’a gelip oraya yerleşti. “Sahîh-i Müslim"i ezberleyen
hafızlardandır. 633 (m. 1235)’de Kâhire’de vefât etti. Naklettiği
hadîs-i şerîflerden bazıları:
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)
rivâyet etti: Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)
buyurdu ki: “Bir insan öldüğünde, amelinin sevâbı kesilir.
Amel defteri kapanır. Yalnız; sadaka-i câriyesi (çeşme, câmi
yapmak, ağaç dikmek gibi), ilmî bir eseri, kendisine duâ eden
hayırlı bir evlâdı olan kimsenin amel defteri
kapanmaz.”
Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)
rivâyet etti: Peygamberimiz buyurdu ki: “İlim öğrenmek için
sefere çıkan kimse, evine dönünceye kadar Allahü teâlânın
yolundadır.”
Ebû Mûsâ el-Eş’arî (radıyallahü
anh) rivâyet etti: Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Bir kulun
çocuğu öldüğü zaman, cenâb-ı Hak meleklerine şöyle buyurur: 'Siz
kulumun çocuğunu (ruhunu) kabzettiniz değil
mi?' Melekler de; 'Evet' derler. Cenâb-ı Hak; 'Siz onun
kalbinin meyvesini kabzettiniz?' buyurunca, melekler;
'Evet' derler. Allahü teâlâ; 'Kulum ne dedi, biliyor
musunuz?' buyurur. Melekler de; 'Sana hamdetti. Ve (İnnâ
lillâh ve innâ ileyhi râciûn) dedi' cevâbını verirler.
Cenâb-ı Hak; 'Öyle ise kulum için Cennette bir ev inşâ edin. Ona
Beyt-ül-hamd adını veriniz' buyurur.”
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)
rivâyet etti: Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Her kim günde
yüz defa (Allahtan başka ilâh yoktur. Yalnız Allah vardır. O’nun
eşi ve ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’na mahsûstur. O, her
şeye kadirdir) meâlindeki (La ilahe illallahü vahdehû lâ
şerike leh. Lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli-şey’in
kadîr) duâsını tekrar ederse, bu duâ o kimse için on köle azâd
etmenin sevâbına muâdil olur. Ve ona yüz sevâb yazılır. Ondan yüz
günah silinir ve o kimse için o gün akşama kadar şeytanın şerrine
karşı bir sığınak olur. Ve hiçbir kimse onun bu duâyı okumasından
daha faziletli bir duâ getiremez. Meğer ki, o kimse, bu duâ ve
tehlili daha çok okumuş olsun.” Ve yine buyurdu ki: “Her
kim günde yüz defa (Sübhânallahi ve bihamdihi) derse,
günahları denizin köpükleri kadar çok olsa bile
affolunur.”
Ebü’l-Hattâb İbn-i Dıhye
hazretleri Endülüs’te yetişen hadîs âlimlerindendir. Eshâb-ı
kirâmdan Dıhye-i Kelbî’nin (radıyallahü anh) soyundan olup, 544 (m.
1149)’da Endülüs’te doğdu, önce burada ilim tahsil etti. Sonra
Mısır’a gelip oraya yerleşti. “Sahîh-i Müslim"i ezberleyen
hafızlardandır. 633 (m. 1235)’de Kâhire’de vefât etti. Naklettiği
hadîs-i şerîflerden bazıları:
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)
rivâyet etti: Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)
buyurdu ki: “Bir insan öldüğünde, amelinin sevâbı kesilir.
Amel defteri kapanır. Yalnız; sadaka-i câriyesi (çeşme, câmi
yapmak, ağaç dikmek gibi), ilmî bir eseri, kendisine duâ eden
hayırlı bir evlâdı olan kimsenin amel defteri
kapanmaz.”
Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)
rivâyet etti: Peygamberimiz buyurdu ki: “İlim öğrenmek için
sefere çıkan kimse, evine dönünceye kadar Allahü teâlânın
yolundadır.”