“İnsanlar arasında kabul
görmek için ilim öğrenen kimseyi, Allahü teâlâ Cehenneme
koyar.”
Şemsüddîn Mûsulî hazretleri
fıkıh, lügat ve nahiv âlimidir. 699 (m. 1300)’de Lübnan’da
Ba’lbek’te doğdu. 774 (m. 1372)’de Trablusşâm’da vefât etti.
Buyurdu ki:
Herkesin ihtiyâcı olduğu kadar
ilim öğrenmesi, farz-ı ayndır. İnsan lüzumlu imân, ibâdet ve ahlâk
bilgilerini öğrenmekle marifetullaha, Rabbini tanımaya yönelmiş
olur. Açık alâmetler ve nâtık şâhidlerden Allahü teâlâyı tanıtan
delîller bulur. Allahü teâlânın insanlara, nefslerinde, mallarında,
gece ve gündüzde emrettiği farzlar öğrenilir. Allahü teâlânın
emrettiği farzları yaparken, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve
sellem) sünnetlerini de öğrenmek ve yapmak gerekir. Farzlar, en
adâletli yolda ve en iyi istikâmette yapılmalıdır. Bu da ancak
Allahü teâlânın en güzel edeble edeblendirdiği, en temiz ahlâklı
sevgili Peygamberinin sünnetine uymakla olur. İnsanın ihtiyâcı
olduğu din ilimlerinin en mühimi fıkıh ilmidir. Buna ilm-i yakîn,
ihlâs, zühd, tevâzu, nasihat ve ahlâk ilimleri de dâhildir. Caiz
olma, fâsid olma, helâl, haram, mekrûh, müstehab gibi ahkâm-ı
şer’iyye de dâhildir. Yine bunlara iffet, rıfk, vakar, hayâ da
dâhildir. Cömertlik, güzel tedbir almak, din işlerini düşünerek
yapmak ve ciddi olarak başlayıp devam ettirmek, düşmanları
yumuşaklıkla idâre etmek, halkın eziyetlerine katlanmak, akrabayı
ziyâret etmek de din ilimlerine dâhildir. Herkese iyilik etmek,
geçimi dar olanlara yardımda bulunmak, zalimi bağışlamak, kendisine
kötülük yapanlara da iyilik etmek din ilimlerinden ve
gereklerindendir. Başkalarına el ile, dil ile ve kalp ile
eziyet etmekten çok sakınmalıdır.
Allahü teâlâdan başkası için ilim
öğrenmek haramdır, bâtıldır. Resûl-i ekrem bir hadîs-i
şerîfte “İnsanlar arasında kabul görmek için ilim öğrenen
kimseyi, Allahü teâlâ Cehenneme koyar” buyurmuştur. Amel
edilmeksizin öğrenilen ilim zayi olur. Bir hadîs-i şerîfte Resûl-i
ekrem buyurdu ki: “Faydasız ilim, kimseye bir şey
verilmeyen hazine gibidir. İlmin faydası, ibâdetleri en doğru, en
makbul şekilde yapmakta görülür. Haramlardan sakındırmayan ve zühdü
artırmayan ilim, ancak Allahü teâlânın gadabını
arttırır.” Resûl-i ekrem faydasız ilimden Allahü teâlâya
sığınırdı. Hadîs-i şerîf’te “İlim ikidir. Birisi kalpte olan
ilimdir ki, sahibine faydalı olan ilim budur. Diğer ilim, yalnız
dilde olur. Bu ilim, Allahü teâlânın insanoğluna karşı hücceti,
delîlidir” buyuruldu.