Abdullah bin Gâlib'in bir
akrabası, rüyâsında, kabrindeki misk kokusunun sebebini
sorar!..
Seyyid Hüseyin Murâdî hazretleri
Hanefî mezhebi fıkıh âlimi ve evliyânın büyüklerindendir. 1138 (m.
1725)’de Şam’da doğdu. 1188 (m. 1774)’de aynı yerde vefât
etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Mugîre bin Habîb anlatır:
“Abdullah bin Gâlib vefât etmişti. Defnedilirken, kabrinden misk
kokusu duyuldu. Yakınlarından birisi, o zâtı rüyâsında görünce,
ona, kabrinde duydukları misk kokusunun ne olduğunu sordu. O da; 'O
koku, Kur’ân-ı kerîmi çok okumamdan dolayı hasıl olan
kokudur' dedi."
Ebü’l-Ferec İbni Cevzî anlattı:
“Şerîf Ebû Ca’fer bin Ebû Mûsâ, İmâm-ı Ahmed bin Hanbel’in kabrinin
bitişiğine defnediliyordu. Bu sırada Ahmed bin Hanbel’in kefeni
görüldü, hâlbuki, Ahmed bin Hanbel yüz sene önce vefât
etmişti.” Allahü teâlâ, bazı sâlih kimselere lütuf ve ihsân
ederek, onlara, civarlarında bulunan mevtalara şefaat ettirir.
Civarında bulunanlar, o sâlih kişi ile komşuluklarından dolayı
fayda görürler...
Abdullah bin Nâfi’ Medînî şöyle
anlatır: “Medîneli bir kişi vefât etti ve defnedildi. Birisi onu
rüyâsında gördü. Sanki onun, Cehennem ehlinden imiş gibi bir hâli
vardı. Bu sebeple, onu rüyâsında gören şahıs çok üzüldü... Aradan
yedi veya sekiz gün geçince, onu rüyâsında tekrar gördü. Bu sefer
Cennet ehlinden olduğu anlaşılan bir, hâli vardı. Ona şimdiki bu
iyi hâle nasıl kavuştuğu sorulunca, vefât etmiş olan şahıs ona
şöyle cevap verdi: Yanımıza sâlihlerden bir zât defnedildi.
Civarında bulunan komşularından kırk kişiye şefaatçi oldu. Ben de
onların arasında idim.”