Allahü teâlâ, sevgili
Peygamber efendimizi her bakımdan en güzel
yaratmıştır.
İbn-i Şühbe hazretleri fıkıh
âlimidir. 798 (m. 1395)’de Şam’da doğdu. 874 (m. 1470)’da orada
vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
“Allahü teâlâ, sevgili Peygamber
efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) her bakımdan en güzel
yaratmıştır. Her şeyi O’nun hürmetine yarattığını bildirmiştir.
Allahü teâlâ, kalplerimizi nurlandırsın, Habîbinin sevgisi ile
doldursun. Allahü teâlâ, bütün güzel vasıfları Peygamber
efendimizde cem etmiştir. Şimdi O’nun mübârek hilye-i se’âdetlerini
(görünüşlerini) anlatmakla şereflenelim:
Fahr-i kâinatın mübârek
yüzü ve bütün âzâ-i şerîfesi ve mübârek sesi, bütün insanların
yüzlerinden ve âzâlarından ve seslerinden güzel idi. Mübârek yüzü
bir miktar yuvarlak idi. Neşeli olduğu zamanda, mübârek yüzü ay
gibi nurlanırdı. Sevindiği mübârek alnından belli olurdu.
Resûlullah efendimiz gündüz nasıl görürse, gece dahî öyle görürdü,
önünde olanları gördüğü gibi, arkasında olanları dahî görürdü. Bunu
ispat eden yüzlerce hâdise kitaplarda yazılıdır. Gözde görmek halk
eden Allahü teâlâ, diğer uzuvda dahî halk etmeye kâdirdir. Yana ve
geriye bakacağı zaman, bütün bedeni ile dönüp bakardı. Yeryüzüne
nazarı, semâya bakmasından ziyâde idi. Mübârek gözleri büyük idi.
Mübârek kirpikleri uzun idi. Mübârek gözlerinde bir miktar
kırmızılık vardı. Mübârek gözlerinin karası gayet siyah idi. Fahr-i
âlem efendimizin alnı açık idi. Mübârek kaşları ince idi. Kaşları
arası açık idi. İki kaşı arasında olan damar, hiddetlenince kabarır
idi. Mübârek burnu gayet güzel olup orta yeri bir miktar yüksek
idi. Mübârek başı büyük idi. Mübârek ağzı küçük değildi. Mübârek
dişleri beyaz idi. Mübârek ön dişleri seyrek idi. Söz söylediği
zamanda, sanki dişleri arasından nûr çıkardı.
Allahü teâlânın kulları arasında
O’ndan daha fasîh, tatlı sözlü kimse görülmedi. Mübârek sözleri
gayet kolay anlaşılır, gönülleri alırdı ve rûhları cezbederdi. Söz
söylediği zaman, kelimeleri inci gibi dizilirdi. Bir kimse saymak
isterse, kelimeleri sayılmak mümkün idi. Bazen iyi anlaşılması için
üç kere tekrar ederdi. Cennette Muhammed aleyhisselâm gibi
konuşulacaktır.
Mübârek sesi, kimsenin
yetişemediği yere yetişirdi. Fahr-i âlem efendimiz güler yüzlü idi.
Tebessüm ederek gülerdi. Gülerken mübârek ön dişleri görünürdü.
Güldüğü zaman nûru duvarlar üzerine ziya verirdi. Ağlaması da
gülmesi gibi hafif idi...