Peygamber efendimiz
(sallallahü aleyhi ve sellem) “İlim talep ve tahsil etmek, her
Müslüman’a farzdır” buyurdu.
Ebû Muhammed Hulvânî hazretleri
Hanbelî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 490 (m. 1097) senesinde
Bağdat’ta doğdu. 546 (m. 1151) senesinde Silh’te vefât etti.
Zamanın büyük âlimlerinden ders alıp fıkıh ilminde derin bilgi
sahibi oldu. Buyurdu ki:
Allahü teâlânın ilim verdiği bir
âlimi tahkir etmeyiniz. Allahü teâlâ onu hakir görmedi. Zira ona
ilim verdi. Âriflerden biri; “Bu ilimden nasibi olmayan kimsenin,
imansız ölmesinden korkarım. Onun en aşağı nasibi, onu tasdik etmek
ve ehline teslim etmektir” buyurdu. Denildi ki; “Kim dünyayı sever,
nefsani arzularında ısrarlı olursa, bu ilim kendisine nasip olmaz.
Diğer ilimler nasip olabilir. Bu ilmi inkâr edenin en aşağı cezası,
bu ilimle nasiplenememesidir. Bu, sıddîkların ve mukarreblerin
ilmidir. Bu, sadık bir riyazetle, nefsin arzularını yapmayarak ele
geçer. Kalpte, kötü ahlaktan temizlendiğinde bir nur hasıl olur. Bu
nur hasıl olduğunda, işlerin hakikati görünmeğe...