Kur'an-ı kerimi güzel sesle ve tecvîd üzere okumalıdır.
Harfleri, kelimeleri bozarak tegannî etmek haramdır."
Minkârîzâde Yahyâ Efendi, Osmanlı Şeyhülislâmlarının kırk
ikincisidir. 1018 (m. 1609) senesinde Antalya’nın İbradı kazasında
doğdu. 1088 (m. 1677) senesinde İstanbul’da vefât etti. “Et-Tibyân
fî âdâb-il-Kur’ân” isimli eserinde şöyle yazmaktadır:
Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve selem) buyurdu ki: “Her
kim beş vakit farz namazda Kur'an-ı kerim okursa, Hak teâlâ her
harfine yüz sevap verir. Her kim namazdan başka vakitlerde Kur'an
okursa, her harfine on sevap verir. Her kim, [tegannîsiz ve
hürmetle okunan] Kur'anı ayakta veya oturarak hürmet ile dinlerse,
her harfine bir sevap verir. Her kim Kur'an-ı kerimi hatmeylese, o
kulun duâsı Allah indinde kabul edilir.”
Kur'an-ı kerim okumasını öğrenen kimseler, Kur'ana hürmet etmesini
de öğrenmelidir. Evvelâ günahlardan ve çirkin söz ve hareketlerden
kaçınmalı, her hâlinde edepli olmalıdır. Böyle olmazsa, Kur'an-ı
kerim ondan davâcı olur. Peygamberimiz buyuruyor ki: “Münâfıkların
çoğu hâfızlardan olacaktır.”
Kur'an-ı kerim okurken şunlara dikkat etmek lâzımdır:
"Abdestli ve kıbleye karşı hürmetle okumalı. Ağır ağır ve manasını
düşünerek okumalı. Manasını bilmeyen de ağır okumalıdır. Ağlayarak
okumalıdır. Her âyetin hakkını vermeli, yâni azap âyetini okurken,
korkarak, rahmet âyetlerini heveslenerek, tenzîh âyetlerini tesbîh
ederek okumalı. Kur'an-ı kerim okumaya başlarken E'ûzü ve Besmele
çekmelidir. Kendisinde riyâ, yani gösteriş uyanırsa veya namaz
kılana mani oluyorsa, yavaş sesle okumalıdır. Hâfızların mushafa
bakarak okumaları, ezber okumaktan daha çok sevaptır. Çünkü gözler
de ibâdet etmiş olur.