"Fakirlik, ibâdete ve hizmete mâni olursa, taat yapmaya kuvvet
hasıl etmek için, zengin olmak efdaldir."
Muînüddîn Sem’ânî hazretleri Şafiî mezhebinde meşhûr fıkıh ve hadîs
âlimidir. 506 (m. 1113)’de Türkistan’da Merv’de doğdu. 562 (m.
1166)’da aynı yerde vefât etti. “Muhtasar” kitabında buyurdu
ki:
Kesb, yaşamak için lâzım olan malları helâlden kazanmaya çalışmak
demektir. Kendine, evlâdına ve ıyâline ve borçlarını ödemeye lâzım
olanları kesbetmek farzdır. Bunun için çalışan sevap kazanır.
Kendilerine nafaka verilmesi vâcip olanlara ıyâl denir. Hadîs-i
şerîfte, (Beş vakit namâzı kıldıktan sonra, çalışıp helâl kazanmak,
her Müslümâna farzdır) buyuruldu. Peygamberlerin “aleyhimüsselâm”
hepsi, çalışıp kazanmışlardır. Çalışmayıp, câmide oturarak, Allaha
tevekkül ediyorum diyene inanmamalıdır. Bu, çalışmayı terk ettiği
için, günâh işlemektedir. Sâlih değil, fâsıktır. Bunun kalbi,
Allahü teâlâya değil, kullarına bağlıdır. Önce sebebe yapışmak,
sonra bu sebebin tesirini Allahü teâlâdan beklemek emrolundu.
Muhtaç olduğu malı kazandıktan sonra, fazla çalışmayıp, ibâdet
etmek câizdir. Bunun için, çalışmayıp ibâdet edene sû-i zan ve
tecessüs etmemelidir. İkisi de haramdır. İhtiyaçtan fazla çalışıp,
kazandıklarını, senelerce saklamak mübahtır. Saklamayıp hayra,
hasenâta sarf etmek müstehabdır. Nâfile ibâdetlerden dahâ sevâptır.
Hadîs-i şerîfte, (İnsanların iyisi, insanlara faydası olanlardır)
buyuruldu. Öğünmek için, kibirlenmek için, ihtiyâçtan fazla
kazanmak haramdır).