Hazreti Ali, Resûllerden
ve kendisinden önceki üç halîfeden sonra, mahlûkâtın en
üstünüdür.
Kerîm Ali Efendi Osmanlı
âlimlerinden olup aslen Afrika’nın Zengibâr memleketindendir.
Devşirme olarak gelmiş idi. Müslüman olmakla şereflendi, ilim ile
meşgul oldu. "Molla Kerîm" diye tanınır. 1033 (m. 1624)’de
İstanbul’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Dört halîfenin sonuncusu Hazreti
Ali’dir. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Müslümanlara,
onların yoluna sarılmayı emretmiştir. Hazreti Ali, Nebilerden,
Resûllerden ve kendisinden önceki üç halîfeden sonra, mahlûkâtın en
üstünüdür. Hazreti Ali, Resûlullaha soyca pek yakın idi. İlmi
çoktu. Çok cesurdu. Resûlullah onu pekçok severdi. Onu, Hazreti
Fâtıma vâlidemiz ile evlendirdi. O, Cennet gençlerinin efendileri
olan Hazreti Hasan ile Hazreti Hüseyin’in (radıyallahu anhümâ)
babasıdır. Resûlullah efendimizin pak ve şerefli soyu Hazreti Hasan
ve Hazreti Hüseyin ile devam etmiştir. Hazreti Ali’nin zühdü ve
veraı pekçok idi. O, Resûlullahın amcasının oğludur. İbn-i Abbâs
(radıyallahu anhümâ) “Resûlullah ile ilk önce namaz kılan Hazreti
Ali’dir" dedi. Sa’îd bin Müseyyib, Hazreti Ali’den başka Sahâbiden
(radıyallahü anhüm) hiç kimse, “Bana sorunuz” dememiştir” derdi.
Hazreti Ali’nin ilimdeki yüksekliğine Resûlullah efendimiz şehâdet
edip, “Sizin kazayı en iyi bileniniz
Ali’dir” buyurmuştur.
Hazreti Ali’nin
(radıyallahü anh) şecâat ve kahramanlığı da, meşhurdur.
Harp meydanında, karşısına çıkan kimselerin hepsine galip
geldi. Tebük harbine, Resûlullah efendimizin bulunduğu diğer bütün
gazâlara katıldı. Uhud’da, Müslümanların müşrikler tarafından
sıkıştırıldığı sırada, müşriklerin ileri gelen cengâverlerini
öldürdü. Müslümanların sancağını taşıdı. Onun hakkında Üseyd bin
İyâs; “Kureyş müşrikleri onu öldürmek için teşvikte bulunuyorlar,
onun kendilerine galebe çalmasından dolayı kendilerini
ayıplıyorlardı” demiştir.