Her hayırlı işe besmele ile
başlamak, gafleti giderip, Allahü teâlâyı hatırlamaya
vesîledir.
Mevlânâ Hüsâmeddîn Pârisâ
hazretleri Hâce Alâüddîn-i Attâr’ın yüksek talebelerinden ve
halîfelerindendir. Kabri Afganistan’da Belh şehrindedir. Mevlânâ
Hüsâmeddîn Pârisâ buyurdu ki:
“Yemeğe ve her hayırlı işe
başlarken Besmele okumak lâzımdır. Terk olunmamalıdır. Her hayırlı
işe Besmele ile başlamak, gafleti giderip, Allahü teâlâyı
hatırlamaya vesîledir.” Yüksek üstadım Hace Alâüddîn-i Attâr
hazretleri buyurdu ki: “Hakîkat, zenginliğin gösterişinden korkmak
ve titremek gerektirir. Zenginlik taslamamalı, Allahü teâlânın
verdiğine şükretmelidir.” “Evliyâ ile sohbet, aklın artmasına
sebeptir.” “Evliyânın mezarlarını ziyâret eden, kabirdeki zâtın
büyüklüğünü ne kadar anlamış ise ve o velîye ne düşünce ile
teveccüh etmiş, ya’nî kalbini ona bağlamış ise, ondan o kadar feyz
alabilir. Kabir ziyâretinin faydası çok olmakla beraber, evliyânın
rûhlarına teveccüh edebilen kimse için uzaklık zarar vermez.” “Bu
yola taklid ederek girenin, birgün hakîkate kavuşacağına kefil
olurum. Hocam Behâeddîn-i Buhârî, bana kendilerini taklid etmemi
emr ettiler. Onları taklit ettiğim ve hâlen etmekte olduğum
her şeyde, onun eser ve neticesini görüyorum.” “Nefsi terbiye
etmekten maksat, bedenî bağlılıklardan geçip, rûhlar ve hakîkatler
âlemine yönelmektir. Kul, kendi istek ve arzularından vazgeçip,
Hakk'ın yoluna mâni olan bağlılıkları terketmelidir. Bunun çâresi
şöyledir: “Kendisini dünyâya bağlayan şeylerin hangisinden istediği
ân vazgeçebiliyorsa, bunun maksada mâni olmadığını anlamalıdır.
Hangisini terkedemiyorsa ve gönlünü ona bağlı tutuyorsa, onun Hak
yoluna mâni olduğunu anlamalı ve o bağlılığın kesilmesine
çalışmalıdır. Bizim hocamız Şâh-ı Nakşibend, o kadar ihtiyâtlı idi
ki, yeni bir elbise giyse; “Bu elbise falan kimsenindir” diyerek,
onu emânet gibi giyerlerdi.” “Kalbe ani olarak gelen çeşitli
vesveseler ve telkinler, insanın kemâline mâni olmaz. Ancak, kalbe
yerleştirmemelidir. Kalbe gelen bu vesveseleri tamâmiyle
uzaklaştırmak imkânsızdır. Ba’zı âlimler; “Kalbe yerleşmediği
müddetçe, onların hiçbir kıymeti yoktur” dediler. Eğer kalbe
yerleşirse, feyz yollarını keser. Bunun için batın hâllerini
murâkabe etmelidir.” “Aradaki mesafe ne kadar çok olursa olsun,
talebe, hocasına durumunu ma’nevî yol ile arzetmelidir ki,
gafletten kurtulabilsin.”