Kalp, çok zaman his
organlarına bağlıdır. Duygu organlarından uzak olanlar, kalpten de
uzak olur.
Yâr Muhammed Kadîm Talkânî
hazretleri İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin yüksek talebelerindendir.
Hicri onbirinci asrın sonlarında vefât etti. Yâr Muhammed
Kadîm, İmâm-ı Rabbânî hazretlerine çok hizmet ederek teveccühlerine
kavuştu. Yüzü çok güzel olup, görenler hayran kalırdı. Bir gün
arkadaşı Hâşim-i Keşmî hazretlerine; “Yüzümün güzelliği ve
sakalımın düzgünlüğü için şükrediyorum. Sahralarda gezdiğim
zamanlar, halktan kim beni görürse hemen salevât-ı şerîfe okur”
dedi.
Yâr Muhammed Kadîm, hocasından
izin alarak tam bir fakirlik ve gariplik içerisinde Haremeyn-i
şerîfeyni ziyârete gitti. Bu bereketli seferden dönüşte Hâşim-i
Keşmî’ye; “Kâbe-i muazzamanın Rükn-i yemâni tarafında Resûlullah
efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) mübârek nûrunu gördüm.
O’nun lezzet ve tatlılığından kendimden geçtim. Kendime geldiğimde
tuhaf bir hâlde idim. İnsanlar etrâfıma toplanmışlar hayretle bana
bakıyorlar, bir taraftan da; 'Bu kimse herhâlde
mecnûndur' diyorlardı. Benim lisân-ı hâlim, senin şu beytine
uygun idi: Bin Leylâ çadırdan çıkarsa eğer,/Dağ ve sahralar mecnûn
olsa, değer.”
İmâm-ı Rabbânî hazretleri Yâr
Muhammed Kadîm’e icâzet vererek, tedrise mezun etti. Mektûbât’ın
birinci cildinde 117 ve 211. mektûplarını ona yazdı. Birinci cild,
yüzonyedinci mektûp şöyledir:
“Mevlânâ Yâr Muhammed bizi
unutmamış. Kalp, çok zaman his organlarına bağlıdır. Duygu
organlarından uzak olanlar, kalpten de uzak olur. Hadîs-i şerîfte;
(Göz görmeyince, gönülden de uzak olur) buyuruldu. Bu hadîs-i
şerîf, kalbin duygu organlarına bağlı bulunduğu mertebeyi
göstermektedir. Tasavvuf yolunun nihâyetine varılınca, kalbin his
organlarına bağlılığı kalmaz. Histen uzak olmak, kalbin yakın
olmasını bozmaz. Bunun içindir ki, bu yolun büyükleri, başlangıçta
ve yolda olanların, olgun bir rehberin yanından ayrılmalarına izin
vermemişlerdir. 'Bir şeyin hepsi yapılmazsa, hepsini de elden
kaçırmamalıdır!' Bu söze uyarak, bulunduğunuz yolu
değiştirmeyiniz! Uygunsuz kimselerle arkadaşlık etmekten, elden
geldiği kadar sakınınız! Meyan şeyh Müzzemmil’in yanınıza
gelmesini, saadete kavuşmanızın başlangıcı biliniz! Onun
sohbetinde, yanında bulunmayı büyük nimet biliniz! Vakitlerinizin
çoğunu onun yanında geçiriniz! Çünkü, kendisi, ele az geçen
nimetlerdendir. Vesselâm.”