Bazı dükkânlarda iki
defter vardı. Birisine bilinmeyen isimler yazardı ki, hepsi fakîr
idi.
Abdullah bin Hüseyn Nâsıhî
hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. 373 (983)’de Buhara’da doğdu.
Buradaki büyük âlimlerden fıkıh ve hadis ilmi tahsil etti. Buhara
kadılkudâtlığı yaptı; ders ve fetva verdi. 447’de (m. 1055)
Buhara’da vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Allahü teâlâ, adâlet yapmak
emrettiği gibi, ihsân etmeyi de emrediyor. A’râf sûresi,
ellibeşinci âyetinde meâlen, (İhsân edenlere, elbette rahmetim çok
yakındır) buyuruldu. Yalnız adâlet yapanlar, dinde sermâyelerini
kurtarmış olur. Amma kâr, ihsân edenleredir. Aklı olan, âhiret
kârını hiç kaçırır mı? İhsân, emredilmeyen iyiliği yapmaktır.
Ticârette ihsân şu şekillerde yapılır:
Yüksek fiyâtla satıp, bir
kimseyi aldatmaktan sakınmalıdır. Zîrâ piyasada on dirheme
satılmakta olan bir malı, onbir dirhemden yukarıya satın almak
gaben-i fâhiş ile, yanî çok aldanmaktır. Yalan söylemekle çok
aldatılan bir müşterî, satıştan...