Ezân okumak, hicretin birinci senesinde, Medîne'de başladı.
Bundan önce, namaz vakitlerinde yalnız "Essalâtü câmi’a..."
denirdi.
Muhammed bin Alâüddîn hazretleri hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh
âlimidir. 1000 (m. 1591)’de Mısır’da doğdu. 1077 (m. 1666)’da
Kahire’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Ezân okumak, hicretin birinci senesinde, Medîne'de başladı. Bundan
önce, namâz vakitlerinde yalnız (Essalâtü câmi’a) denirdi. Hangi
namâzlarda ezân ve ikâmet okunur? Bunu üç madde hâlinde
bildirelim:
1- Kırda, bostânda, yalnız veya cemâat ile kazâ kılarken,
erkeklerin ezânı ve ikâmeti yüksek sesle okumaları sünnettir. Sesi
işiten insanlar, cinnîler, taşlar, kıyâmette şâhit olacaktır.
Birkaç kazâyı bir arada kılan, önce ezân ve ikâmet okur. Sonraki
kazâları kılarken, hepsine ikâmet okur, ezân okumasa da olur.
Kadınlar, vaktinde ve kazâ kılarken ezân ve ikâmet okumaz.
2- Evinde yalnız veya cemâat ile vakt namâzı kılan, ezân ve ikâmet
okumaz. Çünkü câmide okunan ezân ve ikâmet evlerde de okunmuş
sayılır. Fakat okumaları efdal olur. Müezzinin sesini evden duymak
lâzım değildir. Câmide ezân okunmazsa veya şartlarına uygun
olmazsa, evde yalnız kılan ezân ve ikâmet okur. Mahalle câmiinde ve
cemâati belli kimseler olan her câmide, vakit namâzı, cemâat ile
kılındıktan sonra, yalnız kılan kimse, ezân ve ikâmet okumaz. Böyle
câmilerde, vakit namâzları, imâm mihrapta olarak, cemâat ile
kılındıktan sonra, tekrâr cemâatler yapılabilir. Sonraki
cemâatlerde de, imâm mihrâpta bulunursa, ezân ve ikâmet okunmaz.
İmâmları mihrapta durmazsa, ezânı ve ikâmeti, cemâat duyacak kadar
sesle okurlar. Yollarda bulunan veya imâmı ve müezzini bulunmayan
ve cemâati belli kimseler olmayan câmilerde, çeşitli zamanlarda
gelenler, bir vaktin namâzı için, çeşitli cemâatler yaparlar. Her
cemâat için, ezân ve ikâmet okunur. Böyle câmide, yalnız kılan da,
ezân ve ikâmeti kendi işiteceği kadar sesle okur.